Tebliğname No : 11 - 2010/311451MAHKEMESİ : Antalya 16. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/06/2010NUMARASI : 2009/1300 Esas, 2010/615 KararSUÇ : Tefecilik, bedelsiz senedi kullanmaMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Suçtan zarar gören ve kovuşturma aşamasında katılma talebinde bulunan ancak Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının katılmasına karar verilip istemiyle ilgili bir karar verilmeyen Hazine vekilinin katılma talebinin tefecilik suçuna ilişkin olarak CMK'nın 237/2 ve 260. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Sanığın katılan Ali’ye verdiği 125.000 TL borç para karşılığında 500.000 TL bedelli çek aldığı ve tahsil amacıyla icraya koyduğunun katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımı, tanık beyanı ve dosya içeriğinden anlaşılması ve 01/06/2005 tarihinden sonra işlenen suçlarda TCK'nın 241. maddesindeki açık düzenlemeye göre süreklilik şartının aranmaması karşısında tefecilik suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde beraet kararı verilmesi,Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK'nın 156. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçunun takibi şikâyete bağlı olan suçlardan olması ve aynı Kanunun 73. maddesi uyarınca fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren altı aylık şikâyet süresinin bulunması, dosya arasında sureti bulunan UYAP kayıtlarına göre temyiz edilmeksizin 06/07/2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılan Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/04/2010 gün ve 2010/161 sayılı Karar içeriğinde sanıktan alacağı temlik alan Erol’un 27/12/2007 tarihinde icra dosyasına alacaklı olarak kaydedildiğinin belirtilmesi ve davalı Erol vekilinin icra takibi sırasında 09/01/2008 ve 16/06/2008 tarihinde iki kez borçlunun adresine hacze gidildiğini ifade etmesi, şikayetin soruşturmaya 26/12/2008 tarihinde kaydedilmesi karşısında, fiilin öğrenildiği tarihin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, söz konusu icra takip dosyasının getirtilerek, dosyanın temlik alındığının borçlu tarafa ne zaman tebliğ edildiği ve temlikten sonraki haciz tarihleri araştırılarak sonucuna göre şikâyetin süresinde yapılıp yapılmadığı saptanıp sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Sanığın tefecilik eyleminin unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilerek beraetine karar verilmesine rağmen hükümde CMK'nın 223/2-a maddesine yer verilmeyerek aynı Kanunun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, cezanın asgari hadden belirtildiği ifade edilip tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,TCK’nın 51. maddesindeki düzenlemeye göre adli para cezasının ertelenemeyeceğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanık müdafiin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bedelsiz senedi kullanma suçundan kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.