Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2733 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15373 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : ZimmetHÜKÜM : Eylem görevi kötüye kullanma kabul edilerek mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Suç tarihinde ... Tapu Sicil Müdürlüğünde memur olarak görev yapan ve harç tahsil yetkisi bulunmayan sanığın, kendilerine miras kalan taşınmazlar nedeniyle intikal ve taksim işlemi yaptıracak katılanlara "işleminizi ben hallederim, 2000 TL harç masrafı olur, 500 TL de ben alırım" dediği, katılanların da harç tahsil yetkisi bulunmadığını bildikleri halde bürokratik işlemlerden kurtulmak ve işlerinin kısa sürede bitmesini sağlamak saikiyle toplam 2.500 TL parayı verdikleri, sanığın intikal ve taksim harçları tutarı 1.114,20 TL'yi resmi senede yazmasına rağmen vergi dairesi veznesi veya banka hesabına yatırmadan işlemleri tamamlayarak mirasçılara tapularının verilmesini temin ettiği şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda, eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK'nın 257/3 delaletiyle 257/1. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, hükümden önce 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunla TCK'nın 257/1. maddesindeki yaptırım sanık lehine değiştirilmesine rağmen bu fıkraya atıfta bulunan ve eyleminin uyduğu 3. fıkrada aynı Kanunla yapılan değişiklik sonucu öngörülen yaptırımın sanık aleyhine sonuç doğurduğu, yine hükümden sonra 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 105/5-b maddesi ile TCK'nın 257/3. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de; bu tarih itibariyle eyleminin, 6352 sayılı Kanunun 87. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 252/2. maddesinde düzenlenen suça dönüştüğü ve bu düzenlemenin de aleyhe olduğu, mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Suçun TCK'nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması,Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, mahkemenin alt sınırdan ceza tayinine ilişkin uygulama ve takdiri de gözetilerek hüküm fıkrasına “Sanığın suçu TCK'nun 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği anlaşılmakla, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısı olan 6 ay süreyle bu hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.