Tebliğname No : 5 - 2013/254448MAHKEMESİ : Çankırı Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/05/2010NUMARASI : 2006/135 Esas, 2010/62 KararSUÇ : Nitelikli zimmet, özel belgede sahtecilik, görevi ihmal, görevi kötüye kullanma, dolandırıcılık (sanık Mustafa hak.), dolandırıcılık (sanıklar Eldevas, İsmail, Hürrem ve Halil İbrahim hak.) Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Sanıklar A.. K.., M.. K.., N.. K.. haklarında zincirleme biçimde zimmete yardım etme, M.. K.., İ.. D.., S..Ç.., C.. Ü., Ü.. Y.., H..İ..A.., H.S.., H. Ş.., A.. K., B.. K.., S.. H.. haklarında Ticaret Kanununa muhalefet, İ.. D.., S.. Ç.., C.. Ü.., Ü.. Y.., H.. İ.. A.., H..S..haklarında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma, M.. K.., L.. Ç.., H.. Ş.., İ.. D.. ve B.. K.. haklarında 1163 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından dolayı 5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar aynı Yasanın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğundan, CMK'nın 264. maddesi de gözetilerek katılan vekili ile sanıklardan M.. K., M.. K., A.K. ve N.K. müdafiin bu hükümlere yönelik temyiz istemleri itiraz niteliğinde kabul edilerek mahallinde işlem yapılması mümkün görüldüğünden, incelemenin sanık M.. K.. hakkında kurulan mahkumiyet ve beraet ile sanıklar E.. A.., İ.. K.., H..S.. ve H.. İ.. A.. haklarında kurulan beraet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Karar başlığında katılanlar ile katılan kooperatif vekilinin adlarının yazılmamış olması mahallinde ikmali mümkün eksiklik olduğundan, bu husustaki noksanlık bozma nedeni yapılmamıştır.Sanık M.. K.. hakkında kooperatif karar defterinde bir kısım yönetim kurulu üyelerinin alınan bazı kararlardaki imzalarını taklit etmek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan davada verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62/son maddesindeki “Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.” hükmü karşısında, yönetim kurulu başkanı olan sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 204/2. maddesindeki (765 sayılı Yasanın 339/1. maddesi) “memurun resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturabileceği, ancak dosya kapsamında sanığın atılı suçu işlediğine dair, mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,Sanıklar M.. K.., İ.. K.., E..A.., H.. S.. ve H.. İ.. A.. haklarında görevi ihmal, görevi kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından verilen beraet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanıklara isnat olunan suçların temas ettiği 765 sayılı TCK'nın 230, 240 ve 503. maddelerinde öngörülen cezaların üst sınırları itibariyle 765 sayılı TCK'nın 102/4. maddesinde belirlenen 5 yıllık asli zamanaşımına tabi olduğu, sanıkların sorgularının yapıldığı 26/12/2006 ve 26/03/2007 tarihleriyle inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar haklarında açılan kamu davalarının aynı Yasanın 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, Sanık M.. K.. hakkında zincirleme basit zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Suç tarihlerinde kooperatif yönetim kurulu başkanı olan sanığın, çocukları olan Metin, Ahmet ve Nurullah fiilen kooperatifte çalışmadıkları halde çalışıyorlarmış gibi Metin için 2002 yılı Ocak ayından 2003 yılı Ocak ayına kadar olan dönem hariç, 1998 yılı Haziran ayından 2004 yılı Eylül ayına kadar olan dönemde kooperatifte çalışıyormuş gibi ücret bordrosu düzenlenerek kooperatif bütçesinden SSK primleri ve diğer yasal kesintiler de dahil olmak üzere toplam 11.435,44 TL (11.435.449.500 lira) ödeme yapmak, adı geçen 13/03/2001-13/09/2002 tarihleri arasında askerlik hizmeti yapmasına rağmen bu dönemde de çalışmış gibi işlem yapmak, Ahmet için 1998 yılı Aralık ayından 1999 yılı Mayıs ayına kadar ve 2003 yılı Mart ayından 2003 yılı Ağustos ayına kadar olan dönemler hariç, 1998 yılı Haziran ayından 2004 yılı Eylül ayına kadar olan dönemde kooperatifte çalışıyormuş gibi ücret bordrosu düzenlenerek kooperatif bütçesinden SSK primleri ve diğer yasal kesintiler de dahil olmak üzere toplam 11.754,48 TL (11.754.486.000 lira) ödeme yapmak, adı geçen 21/05/2002-21/08/2003 tarihleri arasında askerlik hizmeti yapmasına rağmen bu dönemde de çalışmış gibi işlem yapmak, Nurullah için 2003 yılı Mart ayından 2004 yılı Mayıs ayına kadar olan dönem hariç, 1998 yılı Ağustos ayından 2004 yılı Eylül ayına kadar olan dönemde kooperatifte çalışıyormuş gibi ücret bordrosu düzenlenerek kooperatif bütçesinden SSK primleri ve diğer yasal kesintiler de dahil olmak üzere toplam 8.819,02 TL (8.819.022.000 lira) ödeme yapmak, adı geçen 10/12/2002- 10/03/2004 tarihleri arasında askerlik hizmeti yapmasına rağmen bu dönemde de çalışmış gibi işlem yapmak suretiyle toplamda 32.008,95 TL'yi (32.008.957.500 lira) brüt olarak kooperatif kasasından çıkartarak çocukları yararına menfaat temin ettiği, olayın şikayet üzerine yapılan soruşturma ve kovuşturma sırasında alınan bilirkişi raporları, tanık ve sanık beyanları ve daire dışı araştırmalarla ortaya çıktığı, sanığın suça konu bu ödemeleri gerçeğe aykırı ücret bordroları düzenlemek ve ödemelerin iş avansı olarak üzerinde bulunan paralardan mahsubunu yapmak suretiyle zimmetinin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla gerçekleştirerek zincirleme biçimde nitelikli zimmet fiilini işlediği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK'nın 212. maddesindeki “sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” biçimindeki düzenleme nedeniyle, sanığın, zimmeti sağlamak için kooperatif inşaatında çalışmayan kişileri, çalışmış gibi göstererek adlarına SSK sigorta prim bordroları düzenlemek şeklindeki eylemlerinde sahtecilik suçunun unsurlarının da bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve sahteciliğin varlığının kabulü halinde buna bağlı olarak lehe kanun karşılaştırması yapılırken zincirleme biçimde nitelikli zimmet suçu yanında ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 212. maddesi gereğince evrakta sahtecilik suçundan da hüküm kurularak sonucuna göre lehe kanunun belirlenmesi gerektiği halde yanılgılı değenlendirme sonucu yazılı şekilde zincirleme biçimde basit zimmet suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-d maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında; sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkra hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.