Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23229 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 2754 - Esas Yıl 2007





İrtikap suçundan sanıklar Tuncer , Turgay , Mahmut ve Serdal 'in yapılan yargılanmaları sonunda; sanıklar Tuncel ve Turgay 'in eylemleri basit rüşvet alma niteliğinde görülerek mahkümiyetlerine, diğer sanıklar Mahmut ve Serdal 'in ise beraetlerine dair, Ü... 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 07.12.2005 gün ve 2003/11 Esas, 2005/265 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar Tuncer , Turgay ve Serdal müdafii ile O Yer C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığndan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelendi;Sanıklar Tuncer , Turgay ve Serdal müdafii ile O Yer C.Savcısının dilekçelerinin içeriğine göre temyizlerinin beraet eden sanıklar Mahmut ve Serdal haklarında kurulan hükümleri kapsamadığı ve sanık Turgay 'in ise müdafiin temyizinden sonra verdiği 22.05.2006 havale tarihli dilekçeyle temyiz başvurusundan vazgeçtiğini bildirdiği anlaşıldığından, sanıklar Mahmut ve Serdal ile ilgili hükümlerin inceleme dışı bırakılmasına, müdafiin sanık Turgay 'in açık arzusuna aykırı temyiz isteminin CMK.nun 261 ve CMUK.nun 317. maddeleri uyarınca reddiyle, sanık Tuncer müdafii ve O Yer C.Savcısının temyizleri dikkate alınarak incelemenin sanıklar Tuncer ve Turgay haklarında verilen hükümlerle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;CMK.nun 232/2-c maddesine aykırı olarak hükmün başında suç tarihinin gösterilmemesi,765 sayılı Yasanın 212. maddesinin bir ve ikinci fıkralarında basit ve nitelikli rüşvet alma suçları ayrı ayrı düzenlenip yaptırım altına alındığı halde, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verilmesi, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarılması, kamu görevlilerinin görevlerinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama fiillerinin aynı Yasanın 257/3. maddesine uyan suçu oluşturması ve polis memuru olan sanıkları olay günü ehliyetsiz olarak araç kullandığını tespit ettikleri müşteki Semih 'dan işlem yapmama karşılığı 100.000.000 lira rüşvet aldıklarının iddia ve kabul edilmesi karşısında, sürücü belgesiz araç kullanmaktan dolayı müşteki hakkında yapılan işlem sonucu araştırıldıktan sonra suç niteliğinin ve sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine noksan araştırmayla yazılı biçimde hüküm kurulması,5252 sayılı Yasanın 9/3 ve CMK.nun 34 ve 230. maddeleri uyarınca lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçlarının birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunula ilgili uygulamanın denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmesi lüzumuna uyulmaması,Kabule göre de;Sanıkların işledikleri kabul edilen ehliyetsiz olarak araç kullandığını belirledikleri müştekiden işlem yapmama karşılığı para alma eylemlerinin 765 sayılı TCK.nun 212/2. maddesine temas eden nitelikli rüşvet alma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, basit rüşveti düzenleyen 212/1. madde uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi,Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK.nun 7/2. maddesi uyarınca sanıklar yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK.nun 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkarılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması lüzumu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık Tuncer müdafii ile O Yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.