Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23185 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 5928 - Esas Yıl 2007





Nitelikli zimmet suçundan sanık Zeki'nin yapılan yargılanması sonunda; basit zimmet suçundan lehe kabul edilen 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca mahkumiyetine dair, (Alanya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 23.12.2005 gün ve 2005/152 Esas, 2005/214 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;CMK'nın 232/2-c maddesine aykırı olarak gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği yerin gösterilmemesi,CMK'nın 232/7. maddesine aykırı olarak gerekçeli karar ve suretlerinin mahkeme mührü ile mühürlenmemesi,Oluşa ve dosya içeriğine göre de, sözlü olarak maaş bordrolarını hazırlamak üzere tahakkuk memuru olarak görevlendirilip bu görevi itiraz etmeksizin yürüten sanığın, maaş bordrolarının tahakkukunu doğru olarak düzenleyip İmar ve Fen İşleri Müdürlüklerine ait personelin özel hizmet tazminat tutarlarını icmal bordrosuna fazla olarak geçirip buna bağlı olarak düzenlenen verilen emirleri ile fazla olan miktarların bankada kendi hesabına yatırılmasını sağladığı sabit ise de; zimmet suçunun oluşabilmesi için paraların kendisine görevinin normal fonksiyonu icabı ve kanuna uygun olarak tevdiinin zorunlu olduğu, kendisine usulsüz olarak ödeme yapılmasına olanak sağlayan belgeler düzenleyerek kullanmak suretiyle çıkar sağlama eylemlerinin belgelerin aldatıcı nitelikte olması durumunda evrakta sahtekarlık ve kamu kurumuna karşı dolandırıcılık, aldatıcılığın bulunmaması durumunda da kamu··kurumuna karşı dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturacağı gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde zimmet suçundan hüküm kurulması,Kabule göre de;Sanık lehine olduğu kabul edilen 5237 sayılı TCK'nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme nedeniyle, sanığın eyleminde sahtecilik suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve sahteciliğin varlığının kabulü halinde bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurularak sonucuna göre lehe kanunun belirlenmesi gerektiğinin nazara alın-maması,TCK'nın 61. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak 43. maddenin 248. maddeden sonra tatbiki,Suçun 5237 sayılı Yasa'nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasa'nın 53/5. maddesinin uygulanmaması,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.