Nitelikli zimmet suçundan sanık Abdulmenaf'ın bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda; zimmet suçundan mahkumiyetine dair, (Siirt Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 23.02.2006 gün ve 2005/102 Esas, 2006/48 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu'nun 04.05.2010 gün ve 2009/7-223 Esas, 2010/104 ve 08.02.2005 gün ve 2004/5-146 Esas, 2005/7 sayılı Kararlarında vurgulandığı üzere; 25.11.2000 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4603 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin 2 ve 5. fıkraları uyarınca, Türkiye H... Bankası, T.C. Z... Bankası veT.C. E... Bankası ile birlikte özel hukuk statüsüne tabi tutularak anonim şirket haline dönüştürülmek suretiyle, personeli hakkında 233 ve 399 sayılı KHK'lerin uygulanması olanağı ortadan kaldırılmış, bu suretle de anılan banka personelinin memur gibi cezalandırılmaları olanaksız hale getirilerek, bu personelin zimmet ve nitelikli zimmet eylemleri nedeniyle 765 sayılı TCK'nın 202. maddesinin tatbik yeteneği ortadan kaldırılmış ise de, anılan değişikle banka mensuplarının butür eylemleri suç olmaktan çıkarılmamış, banka aleyhine gerçekleştirdikleri zimmet ya da nitelikli zimmet eylemleri 4389 sayılı Bankalar Yasası'nın 22. maddesinin 3. fıkrası ve 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Yasası'nın 160. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile yaptırım altına alınmış olması karşısında 25.11.2000 tarihinden itibaren Türkiye Z... Bankası personelinin zimmet suçlarında 4389 sayılı Yasa'nın 22 ve 5411 sayılı Yasa'nın 160. maddeleri, 25.11.2000 tarihinden önce işlenen zimmet suçlarında ise 4389 ve 5411 sayılı Yasaların anılan maddeleri ile 765 sayılı TCK'nın 202. maddesi uyarınca değerlendirme yapılıp, lehe olan yasa hükümleri uygulanarak hüküm kurulması suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, uygulanma olanağı bulunmayan 5237 sayılı Yasa uyarınca yazılı şekilde hüküm tesisi,Kabule göre de;Vekalet ücretinin, Ceza Genel Kurulu'nun 20.04.2004 gün ve 2004/47-101 sayılı kararında da açıklandığı üzere asil lehine hükmolunacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. ve 326. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.