Kız kaçırma olayından dolayı Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığımın 2005/13433 sayılı soruşturması sırasında şüphelinin kullandığı cep telefonu ile ilgili iletişimin tespiti talebi üzerine, soruşturma konusu suçun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135/6. maddesinde sayılan suçlardan olmadığından bahisle reddine dair, Eyüp ikinci Sulh Ceza Mahkemesinin 03.06.2005 gün, 2005/439 müteferrik sayılı kararına vaki itirazın keza reddine ilişkin Eyüp Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 08.06.2005 gün ve 2005/365 müteferrik sayılı kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 161. maddesi hükmüne göre, suç işlendiği izlenimini veren hali öğrenen Cumhuriyet Savcısının kamu davası açmaya yer olup olmadığına karar vermek için her türlü araştırmayı yapmak zorunda olması karşısında, mağdure ve şüpheliye ulaşmak için cep telefonu ile yapılan iletişimin tespiti gerekli olup, bu tespit telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi olmayıp Cumhuriyet Savcısının bilgi edinme ve delil toplama serbestisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki cep telefonu ile iletişimde kullanılan baz istasyonlarının tespiti, mağdure veya şüphelinin bulunduğu yeri belirlemede etkili olacağı, özellikle yaygın işlenen suçlardan olan büyükbaş hayvan hırsızlığında suç yeri yakınında bulunan baz istasyonlarını kullanan o yere ait olmayan numaraların tespiti ve cep telefonu hırsızlıklarında da imei numarası takibi ile çalınan cep telefonunu kullanan numaranın belirlenmesi ile çalınan cep telefonu ve failin belirlenmesi sureti ile gerçek faillere ulaşılmasının mümkün olduğu, aksi durumda suç işleyen faillerin takipsiz kalması sonucunun doğacağı, bu durumlar nazara alındığında iletişimin tespiti gerektiği gözetilmeden itirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde ret kararı verilmesinde isabet görülemediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü ifadeli 15.07.2005 gün ve 31082 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen C.Başsavcılığının 01.08.2005 günlü ve 2005/138929 sayılı tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 5353 sayılı Yasanın 17. maddesiyle değişik 135. maddesi uyarınca, "bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi "tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir."5353 sayılı Yasanın 17. maddesiyle değişik CMK.nun 135. maddesinin 6. fıkrasında bu madde kapsamında "dinlenme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine" ilişkin hükümlerin fıkrada sayılan katalog suçlarla ilgili olarak uygulanabileceği öngörülmüştür.Soruşturma evresinde şüphelinin kullandığı telefonuyla yaptığı görüşmelere ilişkin detay bilgilerinin, yani telefonla yapılan bağlantıların kimlerle ve ne zaman yapıldığının belirlenmesi anlamına gelen "tespit" yukarıda belirtilen CMK.nun 135. maddesinin 6. fıkrası kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, hangi suça ilişkin olursa olsun, şüpheliye ait telefondan kimlerle, ne zaman görüşüldüğüne dair "tesDit" CMK.nun 135/1. maddesi uyarınca hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde C.Savcısının kararıyla mümkün olacaktır.Bu gerekçeler dikkate alındığında, yazılı emre dayanan bozma nedeni yerinde olup, Eyüp Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi kanuna aykırı görülmekle, Eyüp Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 08.06.2005 gün ve 2005/365 müteferrik sayılı kararının CMK.nun 309/4-a maddesi uyarınca (BOZULMASINA), müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmek üzere dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına (TEVDİİNE), 03.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.