Söz atma suçundan sanık Kadir'in yapılan yargılanması sonunda; bera-etine dair (Günyüzü Sulh Ceza Mahkemesijnden verilen 8.7.2002 gün ve 2002/17 Esas, 2002/40 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın, suç tarihinde görevli bulunduğu sağlık ocağına ait telefondan müştekiyi 2 kez arayarak sarkıntılık teşkil eden sözleri sarfettiği, müştekinin samimi beyanı, telefon tespit ve ses teşhis tutanakları ile sabit olduğunun anlaşılmasına göre; mahkumiyetine karar verilmesinin gerekeceği, ancak bu suç şikayete tabi olup zarar gören gerçek kişi olduğundan, 5237 sayılı TCK.nun 73/8. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı, uzlaşmanın da bir kovuşturma şartı olduğu nazara alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma işlemi yapılması ve sonucuna göre 5237 sayılı Yasanın 105. maddesi de değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle beraet karan verilmesi,Kanuna aykırı, müdahilin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 9.6.2004 gün ve 278 sayılı kararı ile Günyüzü Adliyesi kapatıldığından dosyanın yargı çevresinin bağlandığı Sivrihisar Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Bşsavcılığına (TEVDİİNE), 28.9.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.