Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1949 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16475 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : İhaleye fesat karıştırmaHÜKÜM : BeraatMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 21. maddesinin f bendine göre pazarlık usulü ile gerçekleştirilen “21.05.2008 tarihli ... Caddesinde (... Caddesi ile ... Caddesi arası) Yola Malzeme Alımı”, “26.06.2008 tarihli Hizmet Binasında Büro Hizmetinde ve Park Bahçe Biriminde Personel Hizmeti”, “02.08.2007 tarihli ... İmar Planlarının Ulusal Koordinat Sisteminde Sayısallaştırılması Revize Edilmesi ve Bölgesel Plan Notlarının Hazırlanması” ile “26.08.2008 tarihli Çöp toplama ve Çevre Temizlik Hizmeti” ihalelerine Antalya ili dışında ..., .., ..., .., .. ve ... illerinde faaliyet gösteren 3 firmanın davet edilmesi ve işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamayacağını bildiren aynı bilgisayardan, aynı yazı karakteriyle yazılan yazıları vermek suretiyle 02/08/2007 tarihli ihaleye ... Organizasyon Mim. ... .... ve Tic. A.Ş. ile ... Prj. İnş.ve Dan. Ltd. Şti. firmalarının, 26/08/2008 tarihli ihaleye de ...Temizlik Güvenlik Yem Gıda ve ...Şti. ve Bir-İlk Temizlik Sosyal Hiz. Bigs. Sağlık Ürün .... Gıda San. Tic. Ltd. Şti. firmalarının katılmamaları şeklinde gerçekleştiği iddia edilen olayda, pazarlık usulüyle yapılan ihalelerle ilgili mevzuata aykırı davranışları bulunmayan ihale komisyonu başkan ve üyeleri sanıkların eylemlerinin, ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşumu için zorunlu unsur olan ve TCK'nın 235/2-a maddesinde ifade edilen “hileli davranışlar” niteliğinde de bulunmadığının tüm dosya kapsamıyla anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.” biçimindeki düzenleme ile Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/10/1978-2/324-350 sayılı Kararında belirtilen; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas almakta ve taraflara yükletilecek avukatlık parasının her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin ayrı ayrı tayin ve takdirinin mümkün bulunmadığı hususları nazara alındığında ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in kendilerini tek bir ortak müdafiiyle, diğer sanıklar ... ve ...'nun ise ayrı ayrı müdafiilerle temsil ettirdikleri gözetilip her bir vekil bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihet yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümde yer alan vekalet ücretine ilişkin bölümün çıkarılarak yerine "Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... kendilerini ortak müdafiiyle temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.400 TL vekalet ücretinin Hazine'den alınarak bu sanıklara verilmesine," ve aynı şekilde diğer sanıklar ... ve ...'nun kendilerini ayrı ayrı müdafiilerle temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.400'er TL vekalet ücretinin Hazine'den alınarak bu sanıklara verilmesine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.