Esas No : 2013/8006 Karar No : 2014/190Tebliğname No : KYB - 2013/49522Görevi kötüye kullanma suçundan şüpheliler Ş.. H.. Sağlık Kurulu Başkanı Dr. B. Ö.., Dr. K. E.. ile diğer sağlık kurulu doktorları hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/03/2012 tarihli ve 2011/74948 soruşturma, 2012/15613 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı şikâyetçi vekili tarafından yapılan itirazın reddine dair mercii Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/09/2012 tarihli ve 2012/1090 değişik iş sayılı kararının; Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu;Ayşe Güner hakkında, dosyaya sunulan Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığının 04/01/2006 tarihli raporunda demansiyel süreç tanısı konulduğu, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilimdalı tarafından düzenlenen 28/02/2007 tarihli raporda görsel, perseküsyon ve çalınma hezeyanlarının mevcut ve soyut düşünce ve yargılamanın bozuk olduğu pisikiyatrik teşhisi konularak 1 yıldır süren demans tanısının varlığının belirtildiği yine Ş.. H.. Sağlık Kurulunun 20/02/2008 tarihli müracaat üzerine orta derece demans tanısı ile ilgilinin sürekli ve ağır özürlü olduğuna dair kurul raporu düzenlendiği hususlarının sabit olması karşısında; bilişsel yetenekleri doğrudan etkileyen demans (bunama) hastalığının, Ş.. H..nin anılan raporuyla sürekliliğinin de tespit edilmiş bulunması karşısında hezeyanlarının mevcudiyeti, muhakemesinin bozukluğu ve içgörüsünün olmadığı daha önceden teşhis edilen ilgilinin hastalık öyküsü ve bunun bilişsel yeteneklerine etkisini irdelemeksizin "hak ve fiil ehliyeti yerindedir" şeklinde düzenlenen aynı Hastanenin 17/05/2010 tarihli raporunun hastanın durumu değerlendirilmeden düzenlendiğinin sabit olmasına göre, atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli şüphe sebepleri bulunan şüphelilerin beyanlarının alınarak ve taraflarca sunulanlardan delil değerini haiz olanlar ile sanıklara isnat edilen suça ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yarar her türlü delilin resen ve etraflıca araştırılarak ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın, Cumhuriyet Başsavcılığınca etkin bir soruşturma yapılmasına olanak sağlamak üzere kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 12/02/2013 gün ve 94660652-105-34-0548-2013/2551/10278 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ve Yüksek 15. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü: Dosya kapsamına göre; kurul raporunda imzaları bulunan tüm şüphelilerin kimlikleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmadığı, yukarıda sıralanan raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınmadığı, müşteki tarafından ileri sürülen delillerin toplanmadığı dolayısıyla etkin bir soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gibi itiraz üzerine Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesince A. G.. hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına karar verildiği ve Kurum tarafından muayene günü bildirildiği, ancak buna rağmen müzekkere gereği yerine getirilmeden itirazın reddine karar verildiği anlaşıldığından ve bu itibarla kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/09/2012 tarihli ve 2012/1090 değişik iş sayılı Kararının CMK'nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 09/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.