Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17845 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7919 - Esas Yıl 2015
Tebliğname No : 5 - 2013/326357İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Bakırköy 14. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/11/2012NUMARASI : 2008/258 Esas ve 2012/365 KararSUÇ : Zimmet, özel evrakta sahtecilik, görevi ihmalMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Başvurularının kapsamına göre sanıklar İ.. Ç.. ve A.. B.. müdafiilerin nitelikli zimmet suçundan verilen mahkumiyet, katılan vekilinin ise diğer sanıklar haklarında kurulan beraat ve zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:İddianame ve dosya içeriğine göre sanık F.. S.. (G.) hakkında nitelikli zimmet suçundan kamu davası açıldığı halde hüküm kurulmadığı anlaşılmış ise de; zamanaşımı süresi içerisinde mahkemesince dosya ele alınarak bu suçla ilgili bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.Sanıklar Ü.. Ö.., D.. E.., A.. Ö.., Y.. T.. ve A.. D..'nın değişen vasfına göre görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal kabul edilen fiilleri hakkında verilen kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına dair kurulan hükümlerin incelenmesinde;5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşmesi yerine ortadan kaldırılmasına karar verilmesi, kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihet yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümde yer alan "ortadan kaldırılmasına" ibarelerinin "CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Sanık M.. H..'un özel belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;Sanığa yüklenen 765 sayılı TCK'nın 345. maddesinde yer alan özel evrakta sahtecilik suçuna öngörülen cezanın üst sınırına göre aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık asli ve ilave zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi olan 2001 ile inceleme günü arasında bu sürelerin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle hükmün CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanık hakkında açılan kamu davasının aynı Yasanın 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,Sanık A.. B.. hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde,Mülga 2908 sayılı Dernekler Kanununun 71/son maddesinde "Türkiye Kızılay Derneği ile Türk Hava Kurumunun mal ve paraları Devlet malı sayılır. Bunlara karşı suç işleyenler Devlet memuru gibi cezalandırılır." hükmünün bulunduğu, bu düzenlemeye göre sanığın eylemlerinin zimmet suçunu oluşturacağı, 23/11/2004 gün ve 25649 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanununda Türkiye Kızılay Derneği ile Türk Hava Kurumunun mal ve paralarına karşı suç işleyenlerin Devlet memuru gibi cezalandırılacağına ilişkin düzenlemenin bulunmadığı, bu düzenlemenin yerine tüm kamuya yararlı dernekleri kapsayacak şekilde anılan Yasanın 27/son maddesi ile “Kamu yararına çalışan derneklerin mallarına karşı suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır.” hükmüne yer verildiği ve ayrıca 32/1-f maddesi ile de “Her ne suretle olursa olsun kendisine tevdi olunan derneğe ait para veya para hükmündeki evrak, senet veya sair malları kendisinin veya başkasının menfaatine olarak sarf veya istihlâk veya rehneden veya satan, gizleyen, imha, inkâr, tahrif veya tağyir eden yönetim kurulu başkanı ve üyeleri veya denetçiler ile derneğin diğer personeli Türk Ceza Kanununun güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır. Ayrıca, mahkeme yargılama sırasında sanıkların, organlardaki görevlerinden geçici olarak uzaklaştırılmasına da karar verebilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı dikkate alındığında, sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nın 510. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, 765 sayılı TCK'nın 510. maddesinde düzenlenen bu suç için öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla, aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık asli ve ilave zamanaşımının suç tarihi olan 2001’den inceleme gününe kadar tahakkuk ettiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek hükmün CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,Sanık İ.. Ç..'in nitelikli zimmet suçundan mahkumiyetine, F.. S.. (G.)'nun ise özel belgede sahtecilik suçundan beraatine ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;Sanık İ.. Ç..'in hükümden sonra 16/08/2013 tarihinde öldüğüne dair UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde bilgi yer aldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre TCK'nın 64/1 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,F.. S.. (G.) hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı halde yazılı şekilde bu suçtan beraat hükmü kurulması,Kanuna aykırı, sanık İ.. Ç.. müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.