Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17636 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14909 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 5 - 2012/316054MAHKEMESİ : Alaşehir Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2005/390 Esas, 2012/293 KararSuç : Zimmet, dolandırıcılıkMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanıkların dolandırıcılık suçundan verilen düşme hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesindeGerekçesi gösterilmek suretiyle verilen zamanaşımı nedeniyle düşme hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Sanık F.. Y..'ın zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;13/04/2004-29/03/2009 arasında Alaşehir ilçesi K.. köyü muhtarı olarak görev yapan sanığın 2004 yılında 933,07 TL ve 2005 yılında 3.925 TL’yi köy gelir gider defterine usulsüz kayıt ederek toplam 4.858,07 TL’yi mal edindiği iddia edilen olayda: UYAP sisteminden yapılan kontrolde sanık hakkında 08/09/2010 günlü iddianameye konu Dairemizin 14/06/2012 gün ve 2012/3284 Esas, 2012/6790 Karar sayılı kararıyla bozulan, mahkemenin 01/12/2011 gün ve 2010/231 Esas, 2011/258 sayılı Kararına konu dava dosyasının akıbeti araştırılarak kesinleşmemiş ise birleştirilmesi yoluna gidilmesi, kesinleşmesi halinde onaylı örneği alınarak, teselsül hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, defterlere kayıt tarihine göre tüm eylemler ve bu bağlamda zimmetine geçirdiği toplam miktar tespit edilerek, zimmetin niteliği, etkin pişmanlık ve değerden dolayı indirim hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Suç tarihi denetime olanak verecek şekilde tespit edilmeyerek gerekçede Kasım 2005 olarak kabulüne rağmen karar başlığına 2004-2005 şeklinde yazılması,Bilirkişi raporlarına göre sanığın zimmet suçunu işlediği kabul olunan tüm fiillerin 01/06/2005 tarihi öncesine ait olduğu olayda, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi ve 5252 sayılı Yasanın 9/3 ve CMK'nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçlarının birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;İddiaya konu zimmet miktarı olan 4.858,07 Lira ile suç tarihinden sonraki, içeriği belirsiz üç adet belge toplamı düşülerek kabul edilen 3.186,07 Liranın 2005 yılı itibariyle ekonomik koşullar ve paranın alım gücü nazara alındığında değeri az olduğu halde sanık hakkında TCK'nın 249. maddesi uygulanmayarak fazla ceza tayini,Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmedilmemesi,Kanuna aykırı, sanık müdafiin ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.