Tebliğname No : 4 - 2011/408222MAHKEMESİ : Mersin 5. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 05/07/2011NUMARASI : 2010/570 Esas, 2011/687 KararSUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanmaMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Belediye Başkan ve encümen üyesi olan sanıkların, belediye tarafından 20 yıl önce üzerine dükkan yaptırılan mülkiyeti Hazineye ait taşınmazın Milli Emlak Müdürlüğünce üçüncü bir kişiye satılmasından sonra satın alan kişinin belediyeden talebi doğrultusunda bu dükkanların bedellerinin tespiti için Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesine açılan davada görevlendirilen bilirkişilerin düzenlediği raporda belirlenen miktarın altında bir bedelle satmak suretiyle atılı suçu işlediklerinin iddia edilmesi karşısında; üzerindeki takyitleri de gösteren tapu kayıtları getirildikten sonra, uzman bilirkişiler refakatinde keşif yapılıp, üstünde bulunduğu taşınmazın daha önce satılmış olmasının fiyata ve satış olanağına etkisi de nazara alınarak dükkanların devir tarihindeki gerçek değerleri kesin olarak saptandıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine noksan araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Hükümden önce 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunun 1. maddesi ile TCK'nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan "kazanç" sözcüğünün "menfaat" olarak değiştirilmesi, bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında, TCK'nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi zorunluluğuna uyulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,Birden fazla sanık hakkında hüküm verilmesine rağmen "sanığın cezasının ertelenmesine" denilerek infazda karışıklığa neden olacak biçimde hüküm kurulması ve cezaları alt sınırdan saptanmasına rağmen TCK'nın 51/3. maddesine ve orantılılık ilkesine aykırı olarak, denetime olanak verecek şekilde gerekçeleri gösterilip açıklanmadan denetim süresinin 2 yıl olarak tayini,Suçu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanık M.. A.. müdafii, sanık K.. G.., sanık S.. U.. ve katılan A.. B.. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.