Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16520 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13859 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 5 - 2013/297489MAHKEMESİ : Burdur Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/10/2012NUMARASI : 2011/75 Esas, 2012/220 KararSUÇ : Zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Katılan vekilinin 06/05/2012 havale tarihli dilekçesiyle temyizden vazgeçtiği anlaşıldığından incelemenin sanık müdafiin temyiz itirazları ile sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Köy muhtarı olan sanığın, köye ait arsayı ihtiyar heyeti kararı doğrultusunda 1.700,00 TL'ye köy halkından tanık K.. S..'e sattığı, aynı kişi adına daha önce başka bir işlem için düzenlediği ve köy hesap defterine gelir kaydettiği makbuz üzerinde farklı bir kalemle tahrifat yaparak makbuz bedelini değiştirip köy hesap defterinin gelir kısmına intikal ettirmeyerek zimmetine geçirdiği ve köy karar defterine farklı tarihlerde azaların yerine imza attığı iddia ve kabul edilerek hükümlülük kararları verilmiş ise de; sanığın savunmasında aldığı parayı köy cami ve lojman inşaatında kullandığını söylemesi, arsayı satın alan tanık K.. S..'in de parayı inşaat işinde çalışan tanık İ.. A..'ya verdiğini beyan etmesi, tanık İsmet tarafından bunun doğrulanması ve bir kısım tanık ifadelerinde de sanık tarafından cami inşaat ve lojman işi için harcama yapıldığının beyan edilmesi karşısında; mahallinde bilirkişi marifetiyle yapılacak keşif sonucu belirtilen harcamanın yapılıp yapılmadığının usulünce tespit edilerek; köy gelir ve gider defterleri ile tüm tahsilat ve gider belgelerinin getirtilip, Sayıştay Emekli Uzman Denetçilerinden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetine dosya tevdii edilerek; görev yaptığı dönem içerisindeki gelir ve harcamalar karşılaştırılarak sanığın uhdesinde köy parası bulunup bulunmadığına dair denetime imkan verecek rapor aldırılarak, sahtecilik suçu açısından dava konusu belgelerin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olduğundan, adli emanette kayıtlı suça konu ve sahte olduğu kabul edilen belge aslı dosya içerisine getirtilerek incelenmek suretiyle aldatıcılık yeteneği irdelenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumu ile suç niteliğinin tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,Kabule göre de;Suç tarihindeki ekonomik koşullara, paranın satın alma gücüne ve Dairemizin uygulamalarına göre zimmete konu paranın değeri az olmasına rağmen, cezasında TCK'nın 249. maddesi uyarınca indirim yapılmaması, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçları işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.