Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1629 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14277 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 5 - 2012/133088MAHKEMESİ : İzmir 9. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/02/2012NUMARASI : 2010/118 Esas, 2012/45 KararSUÇ : Zimmet, görevi kötüye kullanma, belgede sahtecilikMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Sanıklar B.. A.. hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma, S.. B.. ve E.. Ç.. haklarında ise görevi kötüye kullanma suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların CMK'nın 264. maddesi uyarınca itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığı ve bunlara yönelik itirazların İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince reddine karar verildiği anlaşılmakla, katılan vekilinin bu kararlara yönelik temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak; 2007 yılında ÇESAV (İz-Sağ Özel Sağlık Hizmetleri Turizm Medikal San. ve Tic. A.Ş.) tarafından tedavisi yapılan devlet memurları adına tahakkuk eden ve tahsil için İzmir Defterdarlığına gönderilen faturalar karşılığının ödenmesi için düzenlenen ödeme emri belgelerine muhasebe müdürü S.. Y.. tarafından söz konusu şirket yetkilisi D.. T.. adına sahte imzalar atmak suretiyle toplam 32.652,35 TL'nin ve benzer şekilde yetkililerinin imzaları taklit edilmek suretiyle düzenlenen ödeme emirleri karşılığı 11 şirkete ödeme yapılmış gibi gösterilen toplam 3.793,68 TL'nin vezneden alınarak mal edinilmesi,2008 yılında muhasebe müdürlüğüne ait sarf evraklarının taşınıp, yerleştirilmesi, darphane ve damga matbaasından gelen değerli kağıtların indirilmesi, taşınması ve yerleştirilmesi işine ilişkin olarak kimseyle görüşmedikleri halde buna aykırı şekilde muhasebe şefleri Erkan Kılıç ile S.. B.. tarafından gerçeği yansıtmayan piyasa araştırma tutanağı düzenlenmesinden sonra, bu işi yapması söz konusu olmayan N.. T.. isimli kişiye yaptırılmış gibi hizmetli M.. S.. tarafından harcama pusulaları ve iş teslim tutanakları düzenlenmesi ve bunlara bağlı olarak gerçekleştirme görevlisi E.. Ç.. tarafından düzenlenen 05/03/2008 gün, 19489 ve 19491 yevmiye numaralı 2 adet ödeme emri belgesi karşılığı toplam 981,75 TL'nin Mehmet tarafından vezneden çekilip 500 TL'yi uhdesine alıp, geri kalan kısmını ise Selahattin'e vermesi suretiyle mal edinmeleri,Şeklinde hileli davranışlarla gerçekleştirilen eylemlerin ÇESAV ve kendilerine ödeme yapılmış gibi gösterilen diğer 11 firma yetkilileri ile taşıma işini yapmış gibi gösterilen N.. T..'ün dinlenmeleri suretiyle ortaya çıkarıldığı ve S.. Y..'nın zincirleme nitelikli zimmet, M.. S..'ın ise zincirleme nitelikli zimmet suçuna yardım eden olarak mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sadece basit zimmet suçundan hükümler kurulması,İddianamede yukarıda belirtilen sahte belgelerin düzenlenmesi eylemleri açıklanıp bunların görevi kötüye kullanma suçunun unsuru niteliğinde görüldüğünün vurgulandığı, resmi evrakta sahtecilik suçundan da dava açıldığı vurgulanıp TCK'nın 204/2. maddesince yargılamalarının yapılmasını sağlamak amacıyla görevsizlik kararı verildiği gözetildiğinde, gerek iddianamedeki anlatım ve gerekse eylem ve uygulanması gereken sevk maddesi gösterilmek suretiyle verilen görevsizlik kararı gereğince sanıklar S.. Y.., M.. S.., S.. B.. ve E.. Ç.. haklarında resmi evrakta sahtecilik suçundan delillerin değerlendirilmesi suretiyle esastan hüküm kurulması gerekirken bu suçtan dolayı dava açılmadığı belirtilerek yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,Kabule göre de;Sanık M.. S..'a TCK'nın 247/1, 39/1. maddeleri gereğince hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının aynı Kanunun 43. maddesi gereğince 1/4 oranında arttırılması sonucu verilen cezanın 2 yıl 13 ay 15 gün yerine 3 yıl 1 ay 15 gün olarak belirlenmesi,5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen suçları işleyen sanıklar S.. Y.., M.. S.. ve L.. S.. haklarında aynı Yasanın 53/5. maddesi gereğince cezaların infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezaların yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Daha önce işlediği kasıtlı bir suç bulunmayan ve cezası ertelenen sanık L.. S..'ın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, CMK'nın 231/6. maddesindeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin aynı Kanunun 231/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışmasız bırakılması suretiyle hüküm kurulması, Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanık Selahattin müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.