Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16201 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12688 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 5 - 2012/296494MAHKEMESİ : Isparta 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/07/2012NUMARASI : 2011/590 Esas, 2012/591 KararSuç : TefecilikMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanıktan faiz karşılığı ödünç para aldığı iddia edilen şikayetçiler O.. Ö.. ve Y.. K.. vekilinin yasal süresinde verdiği 18/07/2012 havale tarihli dilekçesiyle asıl hükmü temyiz ettiği, ancak mahkemece verilen 17/09/2012 günlü temyiz isteminin reddine dair ek kararı, tebliğine rağmen temyiz etmediği anlaşılmakla, tebliğnamedeki adı geçenlerin katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesine ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde tefecilik suçunun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,...” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği,Ayrıca, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği anda suçun işlendiği kabul edilmekle birlikte 5237 sayılı Yasanın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun maddede yazılı tipik hareketin bir kez işlenmesiyle oluşan sırf hareket suçu niteliğinde bulunduğu, bu suçun ivaz karşılığında ödünç paranın borç alana verilmesiyle tamamlandığı, suçun tamamlanması için ivazın temin edilmiş olmasının şart olmadığı, hatta ödünç olarak alınan paranın vadesinde geri ödemesinin yapılmamış olmasının da suçun oluşması üzerinde bir etkisinin bulunmadığı, aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında önemli miktardaki paraların karşılıksız verilmesinin de hayatın olağan akışına ve genel hayat tecrübelerine uygun düşmediği anlaşılmakla,CMK'nın 172/2. maddesi nazara alınarak, sanık hakkında şikayetçi O.. Ö..'a yönelik olarak tefecilik suçundan verilen 19/01/2010 tarihli, 2009/8819 Soruşturma ve 2010/468 sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararın; atılı suçun zarar göreni durumunda bulunan Maliye Hazinesi'ne tebliğ edilip edilmediği ve kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmasından, Isparta C.Başsavcılığı Hazırlık Bürosunun 28/12/2011 gün ve 2011/12231-2 Muh. sayılı cevabi yazısı ekindeki Vergi Müfettişi M.K. tarafından tanzim olunan suç duyurusu ve vergi tekniği raporlarının onaylı suretleri getirtilip, vergi tekniği raporunda adları geçen A.İ. (soruşturma aşamasında da ifadesi alınmış) ile Y.E.'in tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmasından, yine kendisine yönelik tefecilik eyleminin tek görgü tanığı olan şikayetçi M.. K..'ın 5271 sayılı CMK'nın 210 ve 236/1. maddeleri gereğince yargılama aşamasında dinlenilmesinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve aleyhe olan şikayetçi ile tanık anlatımlarına neden itibar edilmediği, hangi anlatıma hangi nedenle üstünlük tanındığı denetime olanak verecek şekilde gerekçeleriyle karar yerinde gösterilmeden yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,Kanuna aykırı ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 12/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.