Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1488 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1621 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 5 - 2013/71068MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. (Sincan 2.) Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 31/12/2012NUMARASI : 2012/276 Esas, 2012/386 KararSuç : İhmali davranışla görevi kötüye kullanmaİlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;Sanık hakkında hükmolunan cezanın türü itibarıyla koşulları bulumadığından vaki duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddine, incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Olay tarihinde Ankara Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan ve Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2005/16331 sayılı soruşturma evrakında Baro Başkanlığı tarafından görevlendirilen sanığın, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri İle Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinde yer alan; "Soruşturma evresinde; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi, yetkisizlik veya görevsizlik kararı, kamu davası açılması halinde ise iddianamenin kabulü kararı verilmesi, " hallerinde müdafiin görevinin sona ereceği şeklindeki düzenleme, Sincan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/539 Esas sayılı dosyasında yürütülen yargılama sırasında 29/05/2007 tarihli oturumda savunma ve beyanları alınan sanıkların müdafii talepleri olmadığını, savunmalarını bizzat yapacaklarını belirtmeleri, 06/02/2007 tarihli oturumda sanığın hazır olmasına rağmen yargılanan G.. T..'ın avukat tutacağını beyan etmesi, Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan kişilerin taleplerinin bulunmaması, Baro tarafından ayrıca bir görevlendirme yapılmaması ve zorunlu müdafii tayinini gerektiren bir durumun mevcut olmaması karşısında yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı nazara alınarak beraetine karar verilmesi yerine oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Kabule göre de;Suçun TCK'nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edildiği halde aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.