Tebliğname No : 11 - 2013/180127MAHKEMESİ : Ankara 9. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/04/2010NUMARASI : 2008/164 Esas, 2010/105 KararSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik (sanık Mahmut hak.), görevi kötüye kullanma (diğer sanıklar hak.)Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanık M.. K.. hakkında güveni kötüye kullanma, diğer sanıklar R.. A.. ve M.. T.. haklarında ise görevi kötüye kullanma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Gerekçe ve kısa kararda sanıklardan Mahmut'un hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verildiği belirtilmesine karşılık kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında TCK'nın 155/1. madde ve fıkra hükmü uyarınca ceza tertip edilmişse de; temel cezanın anılan Yasa ve maddenin 2. fıkrasının alt sınırından belirlenmesi de gözetilerek, mahkemece uygulama maddesinin 2. fıkrası yerine 1. fıkrası yazılmak suretiyle maddi hata yapıldığı gözetilerek yapılan incelemede; Suç tarihlerinde S.S. Eryaman Y. Konut Yapı Kooperatifinin başkan ve yönetim kurulu üyeleri oldukları anlaşılan sanıkların, kooperatifte hangi tarihler arasında hangi görevleri icra ettiklerinin, ana sözleşme ve yönetim kurulu kararlarına göre kooperatifi temsile kim ya da kimlerin yetkili olduğunun, yine kooperatif adına para tahsilatı yapma hususunda hangi sanık ya da sanıkların görevlendirildiğinin, keza sanıklardan Mahmut'un akçeli işler ve evrak tanzimi hususunda yönetim kurulu, genel kurul veya kooperatif başkanı tarafından görevlendirilip görevlendirilmediğinin ilgili Ticaret Sicil Memurluğu ve Kooperatiften ayrı ayrı sorulup varsa buna ilişkin alınan karar, ilam ve ticaret sicili gazetesi onaylı örneklerinin getirtilip incelenerek, hakeza UYAP sisteminden yapılan sorgulamada sanık Mahmut'un söz konusu kooperatifte görevli iken zimmet suçundan dolayı Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/339 Esas, 2012/102 sayılı Kararıyla mahkumiyetine karar verildiği, bu kararın da Dairemizin 2014/6441 Karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmakla, mükerrer ceza uygulamasının önüne geçmek ve zincirleme suç ile mahsup hükümlerinin tartışılıp değerlendirilmesi bakımından bahse konu dava dosyasının dosya arasına alınıp incelenerek, sanıklardan M.. K.. ile diğer sanıkların hukuki durumlarının hasıl olacak sonuca göre tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de; Güveni kötüye kullanma suçunun meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, 5237 sayılı TCK'nın 155/2. madde ve fıkrasında düzenlenen nitelikli halinin oluşacağında kuşku bulunmadığı, dava konusu somut olayda ise kooperatif yönetim kurulu üyesi (2. başkan) olan sanık Mahmut'un, kooperatif adına para tahsilat yetkisinin bulunmadığının kabul edilmesi karşısında, TCK'nın 155/1. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, suç vasfında hataya düşülerek aynı Yasa ve maddenin 2. fıkrası uygulanmak suretiyle sanığa fazla ceza tayini, Sanık M.. K..'un, 5237 sayılı TCK'nın 43/1-2. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanunun aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin ettiği kabul edildiği halde, hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayini, Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanık Mahmut hakkında fazla ceza tayini,Her ne kadar zararın giderilmediği gerekçesiyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ve sanık hakkında TCK'nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılmamış ise de, sanık M.. K..'un, 09/01/2007 ve 21/02/2007 tarihlerinde katılanların zararının bir kısmını karşıladığının tartışmasız olması, buna karşılık katılanların 10/09/2004 tarihinde adı geçen sanığa elden verdikleri 5.820 TL.lik aidat ödemesine ilişkin zararlarının karşılanmadığını beyan etmeleri ile sanığın katılanlara başka borcu bulunmadığına dair farklı beyanları da dikkate alınarak, sanık tarafından katılanların zararının tamamen veya kısmen giderilip giderilmediği, giderilmişse hangi tarihte giderildiğinin araştırılması, kısmi ödeme varsa; 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi kapsamında, bu kısmi ödemeye rızalarının olup olmadığının katılanlardan sorularak, sonucuna göre sanık hakkında atılı suçtan dolayı 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile 5237 sayılı TCK’nın 168/1-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen sanıklardan Mahmut hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması,Sanık M.. K.. hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;Belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu da gözetilerek, suça konu belge asılları celp edilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden ve iğfal kabiliyetinin ne şekilde oluştuğu kararda tartışılıp değerlendirilmeden hüküm kurulması,Kabule göre de;1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62/son maddesindeki “Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.” şeklindeki hüküm karşısında, yönetim kurulu ikinci başkanı olan sanığın, kooperatife ait kaşeyi kullanıp, başkanın imzasını da taklit etmek suretiyle katılanlara verdiği 2006 yılına ait aidat borçları bulunmadığına dair davaya konu belgedeki sahtecilik eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 204. maddesinin 1 veya 2. fıkralarındaki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığı karar yerinde tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle özel belgede sahtecilik suçundan yazılı biçimde hüküm kurulması,Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması,Kanuna aykırı, O yer C.Savcısı ile sanık M.. K.. müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, belgede sahtecilik suçu yönünden ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak üzere 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 01/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.