Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13838 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10746 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 4 - 2011/275625MAHKEMESİ : Kozaklı Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 31/05/2011NUMARASI : 2010/36 Esas, 2011/10 KararSuç : TefecilikMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;Sanıktan faiz karşılığı borç para aldığı iddia edilen D.. S..'ın suçun mağduru sıfatıyla kanun yoluna başvurma hakkının bulunması karşısında mahkemece katılan sıfatının kaldırılmasında isabet görülmediğinden temyiz dilekçesinin katılma iradesini ortaya koyduğu da gözetilerek CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca kamu davasına yeniden katılan olarak kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu gözetildiğinde, katılan ve tanıkların soruşturma aşamasındaki tutarlı anlatımlarına göre sanıktan kazanç karşılığında ödünç para aldıkları, sanıkla tanıklar arasında yakın akrabalık ilişkisi olmadığına dair 15/04/2011 tarihli tutanak, sanığın ödünç verdiği borç miktarlarının fazla oluşu, ödünç verilen paralar karşılığında senetler alınması, yine aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında önemli miktarlardaki paraların karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde yüklenen zincirleme biçimde tefecilik suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden tanıkların sonradan sanığı suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilerek dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,Kanuna aykırı, katılan D.. S.. ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.