Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13012 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7422 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 4 - 2011/166705MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. (Tuzla) Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/06/2010NUMARASI : 2009/600 Esas, 2010/446 KararSuç : Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi, hakaretMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Anayasa Mahkemesinin 07/10/2009 tarih ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 23/07/2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 sayılı; iki milyar liraya kadar (iki milyar dahil) para cezalarına dair hükümlerin temyiz olunamayacağına ilişkin 1412 sayılı CMUK'nın 305. maddesinin 2842 ve 5219 sayılı Kanunlar ile değişik (1) numaralı bendinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle iptaline ilişkin kararı 07/10/2010 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olmakla birlikte, Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21/06/2005 gün ve 61/82 sayılı Kararında vurgulandığı üzere, hükmün temyiz edilebilir olup olmadığını belirleme bakımından hüküm tarihindeki yasal düzenlemenin dikkate alınması gerektiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan CMUK'nın 305/1. maddesi gereğince sanık B.. D.. hakkında kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan verilen cezanın miktarına göre kesin olan hükmün temyizi kabil olmadığından müdafiin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin sanık B.. D.. hakkında hakaret, sanık N.. K.. hakkında ise hakaret ve kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazları ile sınırlı olarak ve sanıklar hakkında tayin olunan cezaların miktarına göre müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değerin, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olduğu, sanıkların katılanları hırsızlıkla suçlamaları biçimindeki eylemde yüklenen suçun tüm unsurlarının oluşması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanıklar hakkında tayin edilen gün para cezası adli para cezasına çevrilirken uygulama maddesi olan TCK'nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi,TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca adli para cezasında taksit miktarının dörtten az olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi ve kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca hapis cezasının tamamen veya kısmen hapse çevrileceğinin ihtar edilmemesi,5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada giderilmesi gereken maddi bir zararın bulunmasının zorunlu olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, CMK’nın 231/6-c maddesinde düzenlenen "giderilmesi gereken zarar" kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu, manevi zararların bu kapsamda bulunmadığı, dolayısıyla suç tarihi itibarıyle kayden sabıkasız bulunan sanıklar hakkında, somut maddi zararının ne olduğu denetime imkan verecek şekilde araştırılıp, kararda gösterilmeden "sanıkların mağdurların uğramış olduğu zararı tazmin etmemesi nedeniyle" şeklinde yasal olmayan gerekçe ile 5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,Kanuna aykırı, sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.