Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12901 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7438 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 4 - 2011/170320MAHKEMESİ : Kadınhanı Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 01/07/2010NUMARASI : 2008/23 Esas, 2010/61 KararSuç : Görevi yaptırmamak için direnmeMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Dosyada delil olarak yer alan icra dosyası içerisindeki 14/01/2005 tarihli vekaletnameye göre alacaklı ile katılan Avukat H.. K.. arasındaki vekalet ilişkisinin 31/12/2005 tarihine kadar geçerli olduğu anlaşılmakla, katılanın olay tarihi itibariyle avukat olarak görev yapıp yapmadığı, hacze dayanak teşkil eden icra takip dosyasında alacaklı vekili olduğuna ilişkin vekaletnamesinin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de; Temel cezanın belirlenmesinde, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesinin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan ölçütlerle 3. fıkrasındaki “Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hallerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz” yine aynı Kanunun 3/1 maddesindeki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime imkan verecek şekilde ve somut gerekçeleri de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın, alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının hak ve nesafete uygun bir şekilde kullanılması gerektiği gözetilmeden, zincirleme suç uygulamasında nazara alınacak hususların teşdit gerekçesi kabul edilmesi suretiyle temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayini,Yüklenen suçun birden fazla kamu görevlisine karşı işlendiği kabul edildiği halde TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanmaması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.