Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12724 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12854 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 10 - 2013/223612MAHKEMESİ : İslahiye Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 26/02/2013NUMARASI : 2011/874 Esas, 2013/208 KararSuç : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaretİlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Hakaret suçundan kurulan hükümde sanık adının Erol şeklinde yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirildiğinden, sanığın adli sicil kaydına göre bu suçların işlenmesinden önce hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunda değerlendirme yapılması için mahalline her zaman ihbarda bulunulması mümkün görüldüğünden, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli ve mağduriyetin ağırlığı göz önüne alınarak temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekirken, orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde takdirde hataya düşülerek, yüklenen hakaret suçunu TCK'nın 125/3-c bendinde yer alan "Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle" de gerçekleştiren ve Kanunun birden fazla ağırlaştırıcı nedenini ihlal eden sanık hakkında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi ise aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanamayacağı gözetilmeksizin altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıverilmeye kadar kullanmaktan mahrum bırakmaya hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan hak yoksunluklarına ilişkin bölümlerin çıkarılarak yerine “5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili haklarından koşullu salıverilme tarihine, 53/1. maddesinde yazılı diğer haklardan 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.