MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs, memura hakaretHÜKÜM : Sanık ...'ın mahkümiyetine, ...'in beraetineMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanık ... hakkında memura hakaret suçundan verilen beraet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanığın eylemleri sabit görülmeyerek beraetine karar verilmesine rağmen hükümde CMK'nın 223/2-e maddesine yer verilmeyerek aynı Kanunun 232/6. maddesine muhalefet edilmiş ise de, anılan noksanlık sonuca etkili görülmemiştir.Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle memura hakaret suçundan verilen beraet hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen O Yer C.Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle hükmün tebliğname gibi ONANMASINA,Sanık ... hakkında rüşvet vermeye teşebbüs ve memura hakaret suçlarından verilen mahkümiyet hükümlerine, sanık ... hakkında rüşvet vermeye teşebbüs suçundan verilen beraet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ... hakkında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 252/3. maddesinde rüşvet suçu; "bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıyla" oluşacağı ayrıca bu suçta her iki tarafın, rüşvet teklifi suçunda ise öneride bulunan tarafın, gayri meşru zemin içinde bulunmaları gerektiği, taraflar arasında serbest irade ile yapılan anlaşmanın vuku bulduğu anda rüşvet suçunun meydana geleceği, ayrıca "görevinin gereklerine aykırı olarak" ibaresi konularak sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, bu düzenlemeye göre görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için rüşvet teklifinde bulunulması durumunda suçun icra hareketleri başlamış olacağından rüşvet vermeye teşebbüs, haklı hususun temini için rüşvet önerilmesi halinde ise, kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde, aynı Yasanın 125/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturabileceği, 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 105/5-b maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 257/3. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı ve aynı Yasanın 87. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın rüşvet suçunu düzenleyen 252. maddesinin yeniden düzenlendiği hususları da gözetilerek yapılan incelemede;Dava konusu olayda, suç tarihinde üzerlerinde taşıdıkları toplam 22 paket uyuşturucu maddeyle yakalanan sanıkların; müştekilerin hazırlıkta, rüşvet vermeye teşebbüs suçunu sanıkların birlikte işlediklerini beyan etmeleri, mahkemedeki ifadelerinde de, müşteki ...'in; "... rüşvet teklifini Adnan'ın yaptığını diğer sanığın ise Adnan'ın eylemlerini destekler mahiyette hareket ettiğini," bildirmesi, müşteki ...'un da "...Adnan'ın 500 TL teklif ettiğini, aşırı alkollü diğer sanığın direkt teklif yapmadığını, Adnan'ın eylemlerini destekler mahiyette biz gerekeni yaparız diye konuştuğunu" söylemesi, müşteki Hasan Kılıç'ın ise; "..para teklifini direkt ...'ın yaptığını, diğer sanığın ...destekler mahiyette gerekirse daha fazla verebiliriz gibi laflar ettiğini..." belirtmesine göre, haklarında yasal işlem yapılmasını engellemek için müşteki polis memurlarına, suç tutanağına göre 500 TL rüşveti birlikte teklif ettiklerinin anlaşılması karşısında,Suçun niteliği ve unsurlarına etkisi bakımından, suç tarihinde rüşvet vermeye teşebbüs suçunun nedeni olan, sanıkların üzerinde ele geçen uyuşturucu olduğu iddia olunan maddelerle ilgili soruşturma sonucu araştırılıp, kamu davasının açılıp açılmadığı, açılmışsa sonuca bağlanıp bağlanmadığının tespitiyle, buna dair dosyanın incelenip, onaylı örneğinin dosyaya alınmasından sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Sanık ...'ın memura hakaret suçunu tek eylemi ile birden fazla müştekiye karşı işlediğinden, 5237 sayılı TCK'nın 43/2 delaletiyle 43/1. maddesi uyarınca uygulama yapılması gerekirken, her müştekiye yönelik eyleminin bağımsız suç kabulüyle fazla ceza tayini,Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ve O Yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.