Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12517 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9720 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 5 - 2013/147516MAHKEMESİ : Çorlu Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/01/2012NUMARASI : 2008/175 Esas, 2012/2 KararSuç : Rüşvet verme, icbar suretiyle irtikap, resmi belgede sahtecilikMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;CMK'nın 260/1. maddesine göre rüşvet suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin adı geçen Bakanlık adına Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sadece bu suç yönünden katılma talebinin kabulüne, sanık A.. G..'ın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçundan doğrudan zarar görmediği, davaya müdahil olarak katılma ve temyize hakkı olmadığından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin bu suça yönelik vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, başvurularının kapsamına göre incelemenin sanık G.. A.. ve sanık İ.. K.. hakkında rüşvet verme suçlarından verilen beraat ve düşme hükümlerine yönelik katılan Bakanlık adına Hazine vekilinin, sanıklar A.. A.., İ.. A.., A.. A.., A.. G.. hakkında rüşvet alma ve verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik ise müdafiilerinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanık G.. A.. hakkında rüşvet verme suçundan kurulan beraat ve sanık İ.. K.. hakkında rüşvet verme suçundan verilen düşme hükümlerinin incelenmesinde;Gerekçesi gösterilmek suretiyle sanık İbrahim hakkında verilen düşme ve delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanık Güler hakkında kurulan beraat hükümleri usul ve yasaya uygun olduğundan katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Sanıklar A.. A.., İ.. A.., A.. A.. ve A.. G.. hakkında rüşvet alma ve verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; 05/07/2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 87. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 252. maddesinde yapılan değişikliğin sanıklar lehine hükümler içermediği gözetilerek yapılan incelemede;Tapu Sicil Müdürü olan sanık A.. G..'ın iki farklı taşınmazın mirasçısı olan sanıklar Ahmet Nureddin ve İsmail'e yüz ölçümü itibariyle küçük olan gayrimenkulün değerinin altında bir fiyata kendisine satılması halinde mirasçıların hepsinin yer almadığı veraset ilamı doğrultusunda diğer taşınmazın intikal ve tescil işlemlerini yapabileceğini söylemesi üzerine, sanıkların bu teklifi kabul ederek sanık Ali'nin arkadaşı olan sanık Ali 'a taşınmazı sattıkları ve onun tarafından da kısa bir süre sonra üçüncü bir kişiye satışının gerçekleşmesi suretiyle sanıkların karşılıklı menfaat temin ettikleri iddia ve kabul edilerek rüşvet alma ve verme suçlarından mahkumiyetlerine karar verilmişse de, suç tarihinde yürürlükte olan 1508 sayılı Tapu ve Sicil Müdürlüğü Genelgesinin III. maddesindeki düzenlemeye göre iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesinde veraset belgesinin usul ve kanuna uygun verilip verilmediğinin müdürlükçe irdeleme yetkisi olmasa da mülga olan 743 sayılı Medeni Kanunun 927. maddesi ve 4721 sayılı Medeni Kanunun 1019. maddesi uyarınca tapu sicili memurunun, alakadarlar haberdar edilmeksizin yapılan muameleleri kendilerine tebliğ ile mükellef olduğu ve 4721 sayılı Medeni Kanunun 701 ve 702. maddeleri uyarınca iştirak halinde mülkiyet ilişkisinde kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği hususları nazara alındığında mirasçılara yapılan intikal işleminin mevcut mevzuata aykırı olduğu, bu şekilde sübutu kabul edilen eylemin oluşturacağı suç niteliğinin saptanabilmesi açısından sanık Ali 'a satılan ve rüşvetin konusunu oluşturduğu iddia edilen taşınmazın satış tarihindeki rayiç fiyatı araştırılıp tapudaki satış tutarı arasında farklılık bulunup bulunmadığının belirlenmesi, mirasçılara taşınmazın usulsüz intikal işleminin taşınmaz satımından sağlanan yarar karşılığında yapılıp yapılmadığı hususu üzerinde durulması, bundan sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,Adli sicil kaydına göre mükerrir olduğu anlaşılan sanık Ali İhsan hakkında TCK'nın 58/6-7. maddelerinin uygulanmaması,Kanuna aykırı, sanıklar A.. A.., İ.. A.., A.. A.. ve A.. G.. müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.