Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12469 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 3957 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Zimmet, resmi evrakta sahtecilikHÜKÜM : MahkümiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Olay tarihinde Çorum ili Fındıklı köyü muhtarı olarak görev yapan sanığın, Orman İdaresi tarafından 2003 yılı zati yakacak ihtiyacı olanların isimlerini köy muhtarlığına yazdırmaları ve 2003 yılı için kişi başına 16.048.000 TL toplanmasının kendisine söylenmesi üzerine, sanık tarafından köylünün zati yakacak ihtiyacı için isim yazdırmaları ve parayı yatırmaları için köy halkına ilan yapıldığı, sanığın köy halkından 16.048.000 TL toplaması gerekirken, 32.500.000 TL toplanacak diyerek köylüden orman kesim parası olarak 32.500.000 TL aldığı, parayı verenlerin bir kısmına makbuz verdiği, bir kısmına ise düzenlemediği, zati yakacak ihtiyacı olanları tespit edip buna dair tutulacak tutanağın köy ihtiyar heyeti tarafından tanzim edilmesi gerekirken, sanığın ihtiyar heyeti tarafından tanzim edilmiş gibi 20/10/2003 tarihli zati yakacak ihtiyaç listesini hazırlayarak azaların adına imzaladığı ve Orman İdaresine verdiği, para vermiş olmalarına rağmen bir kısım köylünün isimlerini zati yakacak ihtiyaç listesinde göstermediği, Orman İdaresine isimlerini bildirdiği köylüden almış olduğu paradan kişi başına 16.048.000 TL’yi Orman İdaresine yatırdığı, geri kalan kısmın?? ise mal edindiği, ayrıca 2003 yılı içinde ihtiyar heyeti hiç toplanmadığı halde 16/09/2003 ve 10/10/2003 tarihlerinde toplantı yapılmış gibi göstererek köy karar defterine orman kesimi ve borçların ödenmesi konusunda karar yazdığı ve azaların yerine imzalamak suretiyle ihtiyar heyeti ile birlikte karar alınmış gibi göstermek şeklinde gerçekleşen eylemlerinde;Resmi evrakta sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan incelemede; Delillerle iddia ve savunma duruşma gözönünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,Zimmet suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan incelemeye gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak; 442 sayılı Köy Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu ve ilgili mevzuatta köy muhtarının Orman idaresi adına para toplama yetkisinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın 16.048.000 TL olan zati yakacak ihtiyaç bedelini 32.500.000 TL toplanacak diyerek köylüden zati yakacak ihtiyaç bedeli olarak 32.500.000 TL alması şeklindeki eyleminin kamu kurumunu vasıta olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, bu suçun temas ettiği 765 sayılı TCK'nın 504/3. maddesinde öngörülen cezanın tür ve tutarına nazaran aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık asli ve ilave zamanaşımına tabi olduğu suç tarihi olan 24/12/2003 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle hükmün CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanık hakkında açılan kamu davasının aynı Yasanın 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle DÜŞMESİNE, 05/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.