Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12456 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9676 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : ZimmetHÜKÜM : Beraet (İlhan, Mustafa ve Şaban hakkında) diğer sanıkların güveni kötüye kullanma suçundan mahkümiyetlerine Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanıklardan ..., ... ve ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;Sanıkların eylemleri sabit görülmediğinden beraetlerine karar verilmesine rağmen, hükümde 223/2-e maddesine yer verilmemiş ise de, anılan noksanlık sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Sanıklardan ..., ..., ..., ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde;Sanıkların yazılı gerekçelerle güveni kötüye kullanma suçundan mahkümiyetlerine karar verilmiş ise de; toplanan delillerin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, bu itibarla sanıkların suç tarihlerinde fiilen görevli olup olmadıklarının, izin, rapor ve benzeri bir başka nedenle görevleri başında bulunup bulunmadıklarının ilgili Öğretmenevi Müdürlüğünden sorulup, öğretmeneviyle ilgili suç tarihleri arasında gerçekleştirilen bütün satın alma işlemleri ile elde edilen tüm gelirleri ve harcamaları gösterir belge ve defterlerin getirtilmesinden sonra defter, kayıt, belge ve dokümanların kül halinde dava dosyasıyla birlikte, birisi lokantacılık işlerinde uzman bir kişi, diğerleri de Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşan yeni bir bilirkişiler kuruluna tevdii edilerek; iddia, savunma ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek; 08/04/2008 tarihli bilirkişiler heyeti raporunda yapılan "sanığın savunmasında belirttiği; kullanılan malzemenin dönüştürülecekmamüllere göre hesaplanması gerektiği ve ayrıca mesaiye kalan çalışanların yedikleri yemeğin de hesaba katılması gerektiği yönündeki savunması da dikkate alındığında, yiyecek ve içecek açığı olarak tespit edilen 66.171,82 liralık stok açığının gerçek olmadığı yönünde kuşkuya düşülmektedir." şeklindeki açıklamayı irdeleyerek ve 12/06/2005 tarihli düğün organizyonu ve yemeği hizmetinden dolayı alınması gereken fark tutarı olan 2.350,00 liranın tahsil edilmediği ya da kayıtlara intikal ettirilmediği iddiasıyla ilgili olarak düğün sahibi olan Alaattin Pilot´un müfettişe verdiği beyanına göre aslında böyle bir açığın bulunmadığı ve müfettişin bir müsvedde kağıttan yola çıkarak yaptığı hesaplamaya göre bu açığın belirlendiği hususu da dikkate alınarak, öğretmenevinin suç tarihleri arasındaki tüm gelir ve giderleri de hesaplanmak suretiyle, iddiaya konu yiyecek ve içecek açığı olarak belirlenen 66.171,82 liranın, 08/04/2008 tarihli bilirkişiler heyeti raporunda belirlenen 18.021,72 liralık içecek açığı ile 2.620,00 liralık lokanta açığını (270,00 TL'lik adisyon ve 2.350,00 liralık düğün ağırlama açığını) da kapsayıp kapsamadığı, söz konusu açıkların hangi görevlinin yaptığı eksik işlemler nedeniyle ortaya çıktığı, öğretmenevinin suç tarihleri arasındaki toplam kasa açığının ne miktarda olduğu hususlarında rapor alınmasından sonra atılı eylemlerin sübuta ermesi halinde sanıkların zimmet suçundan hükümlülüklerine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de;Sanıklardan Kenan hakkında TCK'nın 43/1. maddesi uygulandığı halde diğer sanıklar ..., .... ve ... hakkında uygulanmayarak adı geçen sanıklar için daha az ceza tayini,Suç tarihi nazara alındığında temel adli para cezasının alt sınırının 5237 sayılı TCK'nın 52/1. maddesi uyarınca 5 gün olmasına ve hükümde alt sınırdan uzaklaşıldığının da belirtilmemesine rağmen temel cezanın 60 gün adli para cezası olarak belirlenmek suretiyle yazılı şekilde fazla ceza tayini,TCK'nın 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına, 53/1. maddesinde yazılı diğer hak yoksunluklarının ise, 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, altsoy ayrımı yapılmaksızın TCK'nın 53/1-c bendinde düzenlenen haklardan sanık ...'ın koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesinin infazda tereddüte sebebiyet vereceğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanıklar Fahri, Sinan, Nevzat ve Kenan müdafiin, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 04/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.