Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10709 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6432 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 4 - 2011/150470MAHKEMESİ : Kadınhanı Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/11/2010NUMARASI : 2010/151 Esas, 2010/197 KararSuç : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaretMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanığın olay tarihinde kavga olayına müdahale eden polis memurlarının görevlerini yapmasını engellemek amacıyla önce karakol önündeki bahçede polis memuru Adem'in üzerine saldırıp alenen hakaret içeren sözler söylediği, karakol içerisinde ise polis memuru Sıtkı'yı arkasından bıçakla yaralamaya çalıştığı, polis memurlarına yönelik hakaret içerikli sözlerine karakol içerisinde ve gözlem altına alındıktan sonra ekip aracıyla doktor raporu alınması için ilçe devlet hastanesine götürüldüğü sırada da devam ettiği, ayrıca ekip aracı içerisinde polis memurlarına karşı hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan Ferhat ile birlikte tehdit içerikli sözler söyleyerek birden fazla kişi ile birlikte birlikte olacak şekilde direnme eylemini sürdürdüğü, hakaret suçundan hüküm kurulurken TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3/1. maddesindeki "suç işleyen kişi hakkında fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde, olayın oluş şekli ve süresi, meydana gelen zararın ağırlığı göz önüne alındığında hakaret suçu yönünden temel cezanın hak ve nesafete uygun, orantılılık ilkesine uygun olarak belirlendiği, gerekçeli kararın 7.sayfasında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun da tartışıldığı anlaşılmakla tebliğnamedeki (1), (2) ve (4) nolu bozma düşüncelerine iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Direnme suçundan hüküm kurulurken TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3/1. maddesindeki "suç işleyen kişi hakkında fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli ve süresi, meydana gelen zararın ağırlığı göz önüne alınarak temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekirken; hakaret suçundan kurulan hükümde temel ceza alt sınırdan 1/4 oranında uzaklaşılarak belirlendiği halde benzer gerekçelerle bu kez temel cezanın 3 katı olacak şekilde tayini suretiyle orantılılık ilkesine aykırı davranılarak çelişkiye yol açılması,Hakaret suçundan hüküm kurulurken eylemin bir suç işleme kararının icrası kapsamında, kesintisiz biçimde birden fazla kişiye karşı hukuki anlamda tek bir fiille işlendiği, TCK'nın 125/3-a, 125/4, 43/2. maddeleri kapsamında zincirleme suç olarak kabulü gerektiği nazara alınmadan, aynı Kanunun 43/1. maddesinin bir kez daha uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,Yine hakaret suçundan kurulan hükümde TCK'nın 62. maddesine göre indirim yapılması sırasında sonuç cezanın 1 yıl 12 ay 8 gün hapis cezası yerine 2 yıl 8 gün şeklinde fazla belirlenmesi,Sanığa hükmolunan hapis cezalarının kanuni sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,Kanuna aykırı, sanık müdafii ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.