Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10482 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10535 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 5 - 2013/244942MAHKEMESİ : Şırnak Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 20/11/2012NUMARASI : 2010/12 Esas, 2012/290 KararSuç : Rüşvet ve resmi belgede sahtecilikİlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanık H.. G.. hakkında verilen hükmün incelenmesinde;UYAP ortamından temin edilen nüfus kaydına göre sanık H.. G..'nin hükümden önce 16/06/2003 tarihinde öldüğü anlaşılmasına rağmen, 5237 sayılı TCK'nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca hakkındaki kamu davasının ölüm sebebiyle düşürülmesi yerine yazılı şekilde zamanaşımından dolayı düşme kararı verilmesi kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322, 5237 sayılı TCK'nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca açılan kamu davasının sanığın ölümü sebebiyle DÜŞÜRÜLMESİNE,Sanıklar E.. O.., Y.. A.., M.. İ.., B.. Y.., N.. H.., O.. E.., A.. İ.., Ö.. B.., Ö.. D.. haklarında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Mahkemenin 2001/324 Esas sayılı dosyasının sonuçlanmasının bekletici mesele sayılması gerektiği ve bu nedenle 765 sayılı TCK'nın 107. maddesi gereğince durma süresi eklendiğinde hüküm tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin tamamlanmadığının gözetilmemesi,Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak 765 sayılı Yasanın 102/3. maddesinde yer alan on yıllık asli zamanaşımı süresinin sanıkların sorgularının yapıldığı 04/10/2001 tarihi ile inceleme günü arasında 2 yıl 6 ay 23 günlük durma süresi eklendiğinde dahi gerçekleştiği ve bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından sanıklar hakkında açılan kamu davalarının CMUK'nın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, 16/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.