Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9931 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1858 - Esas Yıl 2013





Özet: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istenilmiş olup, mahkemece taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınmalı, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmeli, bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak rapor alınmalı ve değerlendirme tarihine göre taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların emlak vergisine esas m2 değerlerinin ilgili yerlerden istenip, taşınmazın emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek sonucuna göre karar verilmelidir.Yargı işlemlerinden alınacak harçlar yatırılmadan yargılamaya devam edilemez. Harcın yatırılmaması için işlemin yapıldığı anda, harcı yatırmakla mükellef olan tarafın harçtan muaf olması gerekir.Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın 151 metrekarelik bölümü kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/422-2001/561 sayılı, 13.03.2003 tarihinde kesinleşen kararı ile tescil dışı bırakılmasına hükmedildiği anlaşılmıştır.Bilirkişi incelenmesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;492 sayılı Harçlar Kanununun 28/a ve 32. maddelerindeki “Karar ve ilam harcının dörtte biri peşin ödenir.” “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükümleri uyarınca, harç yatırılmadan yargılamaya devam edilmemesi gerekir.Harcın yatırılmaması için işlemin yapıldığı anda, harcı yatırmakla mükellef olan tarafın harçtan muaf olması gerekir. Davalının harçtan bağışık olması, davacı tarafı, bu sorumluluktan kurtarmaz. Kaldı ki, işlemin yapıldığı tarihte, harçtan bağışık olan idarenin, karar tarihinde bu muafiyeti kaldırılmış da olabilir. Örneğin DSİ Genel Müdürlüğü 02.11.2011 tarihine kadar harçtan bağışık iken, bu tarihten sonra muafiyeti kaldırılmıştır.Mahkemece, harcın yatırılması için davacı vekiline süre verilmesi gerekir ise de; esas hakkında karar verildiği tarihte, davalı Hâzinenin harçtan muafiyeti devam ettiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak;Arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın tapuda devri gerçekleştirilen gerçek satışların emsal alınması gerekir.Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır.Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 2011 yılında dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incele sonucu emlakçılardan temin edilen olası satış bilgilerine göre değer belirleyen rapora göre hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.