Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9722 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27677 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/09/2013NUMARASI : 2012/630-2013/513Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu 691 parsel sayılı taşınmazın 04.02.1975 tarihinde gecekondu önleme bölgesinde kaldığından İmar ve İskan Bakanlığınca kamulaştırıldığı, kamulaştırma evraklarının 6830 sayılı Yasaya göre yeterli adres araştırması yapılmadan ve baba adı yazılmadan ilanen tebliğ edildiği, yine Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/991 Esas - 1996/608 Karar sayılı dosyasında görülen Kamulaştırma Yasasının 17. maddesine dayalı tescil davasında Hazine adına tescil kararı verildiği, bu dosyada gerek taraf teşkili gerekse karar tebliğinin yeterli adres araştırması yapılmadan ilanen sağlandığı dava konusu taşınmazın 10.06.1997'de imar uygulaması görerek 2400 ada 1 parsel olduğu yine imar görerek 24002 ada 4 ve 5 nolu parselere gittiği ve davacının payı olmadığı anlaşılmıştır. Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca mal sahibi yönünden kamulaştırma işlemi tebliğ ile başlar. Dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilmiş ve bedel bloke edilmiş ancak kamulaştırma işlemi davacıya ilanen tebliğ edilmiş ise de ilanen tebligat usul ve yasaya uygun kabul edilemez. Bu nedenle davacı yönünden başlamış bir kamulaştırma mevcut değildir. Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe gören 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 16 ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanunun mülga 16 ve 17. maddeleri uyarınca "mahkemelerce idare adına tescil kararı verilen kamulaştırmalarda tebligatlar ve diğer kamulaştırma işlemleri tamamlanmış sayılır. Bu kamulaştırma işlemleri sebebiyle hiç bir hak ve alacak talebinde bulunulamaz; açılmış ve devam eden davalar bu madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır." hükmüne uygun Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi gereğince Hazine adına tescil edilmiş ise de; mülkiyet devri için sadece tescil yeterli olmayıp, usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadığı, tescile ilişkin karar davacıya usulüne uygun tebliğ edilmediği böylece 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/991 Esas - 1996/608 sayılı Kararı usulüne uygun kesinleşmediğinden, Hazine lehine yolsuz tescille geçmiş olan taşınmaza ilişkin davacı tarafından kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası açma hakkı mevcut olup, işin esasına girilerek ve dava konusu taşınmaz gecekondu önleme bölgesinde bulunması nedeniyle Gecekondu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 5609 sayılı Yasa uyarınca TOKİ Başkanlığı davaya dahil edilerek, talep hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.