Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında Hazine'ye ait taşınmaz üzerinde kalan yapı ve ağaç bedeli ile imar öncesi tahsis olunan arsa ile İmar uygulamasından sonra tahsis edilen arsa arasındaki bedel farkının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, imar uygulaması sırasında Hazine'ye ait taşınmaz üzerinde kalan yapı ve ağaç bedeli ile imar öncesi tahsis olunan arsa ile imar uygulamasından sonra tahsis edilen arsa arasındaki bedel farkının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece/ yapı ve ağaç bedelinin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1- 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18/9. maddesi uyarınca başka parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka türlü anlaşma temin edilmedikçe veya şuyuun giderilmesi isten il medikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunacağı hüküm altına alınırken, bir sonraki fıkrada, bu maddede belirtilen kamulaştırma hizmetine rastlayan yapılar belediye ve valilikçe kam ulaştın I madıkça yıktırılamayacağı belirtilmiştir. Davacıya ait yapılara, davalı idarece müdahale edilmediği gibi binaların boşaltılması da istenmiş değildir. Davacıya ecrimisil ihbarnamesi gönderilmesi, intifadan men olarak yorumlanamaz. Bu durumda; fiilen el konulmayan yapı ve ağaçlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul kararı verilmesi, 2- İmar öncesi hissedar olunan taşınmaz ile imar sonrası davacı adına tahsis edilen taşınmazlar arasında değer farkı oluştuğuna ilişkin davalar imar uygulamasını yapan idarenin takdir hakkına dayalı olması nedeniyle idari yargıda tam yargı davasına konu edilebilir. Bu durumda; iddia edilen konuda idari yargının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği halde, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 30.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.