MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmaza 1963 yılında el atıldığı belirlendiğinden, 30.06.2010 günü yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa uyarınca uzlaşma esas ise de; davacı tarafın dava açmakla uzlaşma talebi olmadığı anlaşıldığından işin esasının incelenmesinde; Her ne kadar dava konusu taşınmazlar hakkında davacılar tarafından.....ahkemesinde açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının, Kamulaştırma Kanununun 38. maddesindeki hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle...sayılı kararı ile reddedildiği ve derecaattan geçerek kesinleştiği ve yine idare tarafından açılan aynı mahkemeye ait .... karar sayılı dava dosyasında taşınmazların ....adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği; bilahare yine davacılar tarafından idare aleyhine açılan aynı mahkemeye ait .... karar sayılı tazminat davasının da kesin hüküm nedeniyle reddedildiği ve Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmış ise de;Bu kararlardan sonra yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasanın geçici 6.maddesinin 8.fıkrası ile “Bu maddenin tazminata ilişkin hükümleri, vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır.’’ hükmü getirildiğinden, 38. maddenin uygulama yeri kalmamış olup, artık kesin hükümden bahsedilemez. Dava konusu taşınmaza, askeri güvenlik alanı yapılmak suretiyle el atıldığı belirlendiğine göre, işin esasına girilip gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harcının .... irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.