Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 907 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25836 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Karasu Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/02/2011NUMARASI : 2010/182-2011/37Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare ile davalılardan A.. Y.. vd. vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı Mustafa Dingeç yönünden feragat nedeni ile davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile davalılardan A.. Y.. vd. vekillerince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur. Ancak; 1) Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tesbiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen satış, şirket alımı olduğu gibi, taşınmazın vergi değeri ile somut emsalin vergi değerleri arasında 3 kat değer farkı olmasına rağmen, bilirkişi raporunda 9 kat fark olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden, rapor inandırıcı değildir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre dava konusu taşınmaz ile emsal kabul edilen taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedel Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas m2 değerleri de karşılaştırılarak, bedel takdiri için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılıp alınacak rapora göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru olmadığı gibi; 2)6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinin 8. fıkrasının sonuna “Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitimi tarihinden itibaren kanuni faiz işletilir.” hükmü eklenmiş olduğundan belirlenen kamulaştırma bedeline 17.08.2010 tarihinden, karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davacı idare ile davalılardan A.. Y.. vd. vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, davacı idare ille davalılardan A.. Y.. vd. peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.