Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 831 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24971 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Karasu 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2013/235-2014/418Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R -Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Bozma sonrası yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan raporda kamulaştırılan taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak taşınmazın zeminine değer biçilmesi doğru olduğu gibi; üzerinde bulunan yapıya 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 46/son fıkrası ve 2942 sayılı Kanunun 10. ve 11. maddeleri uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenle, davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 4650 sayılı yasa ile değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 maddesinde "kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, 10. maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir." hükmü karşısında, mahkemece iki kez verilen kesin sürelere rağmen, belirlenen fark kamulaştırma bedelinin bankada bloke edilmediği anlaşıldığı gibi, davacı idare vekilinin bedelin yatırılmayacağı yönündeki beyanı da gözetildiğinde, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.