MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/09/2014NUMARASI : 2012/413-2014/251Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usülden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece, davadan önce idareye uzlaşma başvurusu yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.11.06.2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan "Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 21.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 6487 sayılı Kanunla eklenen geçici 6.maddesinde değişiklik yapılarak 09.10.1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihi arasında, taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesinin dava şartı olduğu kabul edilmiştir. Ancak;Aynı maddenin 10.fıkrasında (vuku bulduğu tarih itibariyle bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini, bu maddenin yürürlüğe girmesinde itibaren 3 ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler) denilmektedir.Davacı vekili duruşma sırasındaki beyanında; idare ile uzlaşmak istemediklerini, daha önce idarenin olumsuz tavır takındığını beyan ederek yargılamaya devam edilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.Bu nedenle, maddenin yazılış şekline göre de, ilk fıkradaki zorunlu olan ve dava şartı olarak kabul edilen uzlaşma hususu 10.fıkrada açılmış davalarda davacının ihtiyarına bırakıldığı gözönüne alındığında ve davacı da uzlaşmak istemediğini beyan ettiği nazara alınarak, davaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.