Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7991 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 30494 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Menderes 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/11/2012NUMARASI : 2011/568-2012/545Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın bulunduğu İzmir ili, M... İlçesi, Yeniköy Köyünde ilk olarak 1949 yılında yapılan orman tahdit çalışmalarında dava konusu taşınmazın bulunduğu sahanın K.. Devlet Ormanı olarak tahdit edilip, tahdidin itirazsız olarak kesinleşmesinden sonra, 1966 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, kesinleşen orman tahdit çalışmaları dikkate alınmaksızın .. parse lsayılı taşınmazın ilk maliki Süleyman Bostancı adına tespit ve tescil edildiği, davacının da söz konusu taşınmazı tapu kaydında orman olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmaksızın satın almasından sonra, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede 6831 sayılı Yasa uyarınca yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasında, taşınmazın bir kısmının devlet ormanı bir kısmının da 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarılacak yerlerden olduğu belirlenerek,1998 yılında yapılan bu aplikasyonun itirazsız olarak kesinleşmesi üzerine tapu kaydına 2009 yılında orman ve 2/B sahası olduğuna dair şerh konulduğu , dava konusu taşınmazın eylemli orman alanı içersinde kalan 934,71 metrekarelik kısmının tapuda davacı adına kayıtlı olmakla beraber hukuki değerini yitirdiği anlaşılmıştır.4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesinde “ Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet Sorumludur. Devlet Zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder “ hükmü yer almakta olup,tapu işlemleri kadastro tesbiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nun 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur.Dava konusu somut olayda, öncesinde Devlet Ormanı olarak tahdit edilen sahada kalan taşınmazın bulunduğu bölgede daha sonra yapılan genel arazi kadastrosunda bu sınırlar dikkate alınmayarak dava konusu taşınmazın eylemli orman sahasında kalan kısmı ile ilgili olarak hatalı sicil oluşturulduğu ve 1998 yılında yapılıp kesinleşen ikinci orman tahdit çalışmasında da taşınmazın bir kısmının Devlet ormanı olarak tahdit edilmesi suretiyle davacı adına olan tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği, böylece yok hükmünde olduğu tartışmasızdır.Bu durumda, mahkemece tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan iş bu davada Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sınırları içersinde kalan kısmının arsa mı, arazi mi vasfında olduğu belirlenip, refakate resen alınacak bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde keşif yapılarak taşınmazın dava tarihindeki değeri belirlenip, bedelinin davalı Hazineden tahsili ile taşınmazın, orman niteliği belirtilmek suretiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.