Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 775 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14784 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda: Aslı davanın kabulüne belirtilen davanın ise kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Davalar, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak; 1)Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda emsal alınan taşınmazın Dairemizin 2015/17811 Esas sayılı dosyasına gönderilen tapu kaydına göre satış tarihi 17.07.2008 olduğu halde, 17.07.2003 olduğu kabul edilerek taşınmazın m² değerinin belirlenmesi ve asıl ve birleşen davalarda dava tarihleri gözetilerek değer biçilmesi gerekirken, her iki dava yönünden birleşen dosyanın dava tarihi dikkate alınarak hesap yapılması nedeniyle bilirkişi kurulu raporu geçersizdir. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, asıl ve birleşen davalar değerlendirme tarihleri itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve belediye, adliye, hükümet konağı, okul, hastane gibi yerlere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2)Mahkemece verilen ilk hüküm Dairemiz bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, bozma sonrası verilen kararda taşınmazın tapu kaydının iptali ile 4721 sayılı T.M.K’nun 999.maddesi uyarınca yol olarak terkinine ilişkin hüküm kurulmaması,Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.