Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 77 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6475 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Arazi niteliğindeki ... İli ... Gölbaşı İlçesi ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak, üzerinde yer alan ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumuna göre değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;1-Dava konusu taşınmazın değerinin dava tarihi olan 2015 yılı resmi verileri esas alınarak belirlenmesi gerekirken 2014 yılı verilerine göre değer belirlenen rapora göre karar verilmesi,2-Dava konusu taşınmazın zemini sulu tarım arazisi niteliğinde olduğundan, zeminin münavebe ürünlerine göre belirlenen net gelirine % 4 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü suretiyle az bedel tespiti, 3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebeye yan ürün olarak mısır samanının eklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 4-Dava konusu taşınmaz baraj göl alanı olarak kamulaştırıldığından Kadastro Kanununun 16/C maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile tapudan terkini yerine idare adına tesciline karar verilmesi,5-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayalı açılan tespit ve tescil davalarında kendilerini vekil ile temsil ettiren her iki taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.