TARİHİ : 18/06/2014NUMARASI : 2013/395-2014/275şmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:- K A R A R -Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hüseyin Sepetçi tarafından temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;1-Hanönü Belediye Başkanlığı tarafından gönderilen cevabi yazısında; dava konusu taşınmazın belediye sınırları ve nazım imar planı dışında, ancak mücavir alan sınırları içinde ve etrafının meskun olduğu, belediye hizmetlerinden yararlandığı belirtilmiş olmakla, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla; bilirkişi kurulunca taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekirken, piyasa araştırmasına göre taşınmazın bedelinin tespiti nedeniyle rapor geçersizdir.Bu nedenle; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi olan 24/12/2013 tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı, ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re'sen belirlenin vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2-Davalı vekilinin lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Davalı Hüseyin Sepetçi temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.