Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6981 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 18924 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince hüküm kurulduğu belirtilmişse de, bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;Vergi değerleri karşılaştırıldığında emsal taşınmaz dava konusu taşınmazdan daha değerli olup emsalin işlek cadde üzerinde, kamu kurumlarına daha yakın ve 4 kat daha büyük olduğu dikkate alındığında dava konusu taşınmazın emsalden daha değerli olduğuna ilişkin tespit inandırıcı görülmediği gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma ilamına uyulmasına rağmen gereği tam olarak yapılmadan bozma sonrası yeniden yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda yine dava konusu taşınmazın aynı emsalden daha değerli olduğunu tespit eden rapor esas alınarak fazlaya hükmedilmiş olduğundan rapor inandırıcı bulunmamıştır.Bu durumda taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden ve usulüne uygun şekilde oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak, emsal kabul edilecek taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonunca belirlenen emlak vergisine esas m² değerleri getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar -/- uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden sorulup, dava konusu taşınmaz ile emsal alınacak taşınmazların hükümet konağı, adliye, hastane gibi yerlere ve birbirlerine olan mesafesi hali hazır şehir haritası üzerinde fen bilirkişisine işaretlettirilip, emsal taşınmaza üstünlük oranları da tartışılarak, ayrıca, bilirkişi raporlarında belirtilen tarihteki satışına ilişkin alıcı, satıcı, satış tarihi, satış bedeli ve yüzölçümünü gösterir şekilde tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğünden getirtilerek, gelen cevaplara göre bilirkişi raporu denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün, açıklanan nedenle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının irad kaydedilmesine, 28/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.