Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6940 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 20017 - Esas Yıl 2016





Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş ise de dosyada davetiye gideri bulunmadığından, duruşma istemlerinin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri ile bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davalılardan ...’ın süresinde olmayan temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri ile ..., ..., ..., ... ve ...’in temyiz itirazlarına gelince;Davacı idare vekilinin temyiz nedenleri bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir.Davalı ... vd. vekilleri ile bir kısım davalıların temyizine gelince; --/-- --2--Dava konusu taşınmazın acele el koyma dosyasında takdir edilen m2 bedeli ile idare tarafından takdir edilen m2 değerinin 615-TL olduğu anlaşılmakla, bozmadan önceki bilirkişi raporunda m2 değerine 695-TL, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise m2 değerine 410-TL değer biçilmiş olup, alınan raporlar arasında çelişki olduğundan inandırıcı olmayan bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacıdan peşin alınan temyiz ve tarafların temyize başvurma harçlarının irad kaydedilmesine, 27/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.