MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere, göre yapılan incelemede;2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve dava derdest iken 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile getirilen "Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09/10/1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır." şeklinde düzenlemeye göre yürürlük tarihi olan 11.06.2013 tarihinden sonra açılan davalarda 09.10.1956-04.11.1983 tarihleri arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlarla ilgili olarak açılacak davalardan önce uzlaşma usulü düzenlenmiştir.Taşınmaza 04.11.1983 tarihinden önce yada sonra elatıldığı tam olarak belirlenmemiş ise de;Davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunmuş olduğu, 27.03.2014 tarih ve 53492 sayılı yazısına göre, davacının davalı idareye başvuruda bulunmuş olduğu anlaşılmış olup, dosyadaki bilgi ve belgelere göre de davalı idarece yasal süresi içerisinde davacının uzlaşma görüşmelerine davet edilmediği anlaşıldığından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 31/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.