Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş, davalılardan ... vd vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 21.02.2017 günü temyiz eden davacı idare ile davalılardan ... vd vekillerinin yüzlerine karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden diğer davalılar vekillerinin yokluklarında duruşmaya başlanarak sözlü açıklamalar da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R -Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçlara biçilen değerde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; alınan rapor zemin bedeli açısından hüküm kurumaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda incelenen emsal taşınmazlarla dava konusu taşınmazın kıyaslanması sonucu ayrı ayrı bulunan metrekare fiyatlarının ortalaması alınarak değer biçilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak kabul edilen taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; emsal taşınmazlar ile dava konusu taşınmaz aynı değerde olduğu halde dava konusu taşınmazın 6601 parsel numaralı emsalden ./..değersiz, 6603 parsel numaralı emsalden ise daha değerli olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde yeterli, inandırıcı ve somut gerekçelere de dayandırılmadan bilimsel olmayan yöntem ile değer biçilmesi doğru değildir.Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2-Tapu maliki muris ile davalılar ile arasında hukuki irtibatı sağlayan veraset ilamı ile bu davalıların vekile verdikleri vekaletnameye dosyada rastlanılmamıştır, bu eksikliklerin tamamlanmaması,3-Tapu maliki davalı ... Tataroğlu'nun adına gerekçeli kararın tebliği için çıkartılan tebligatın ölü olduğundan bahisle iade edildiği anlaşılmakla; ölü olup olmadığı tespit edilerek ölü ise mirasçıları tespit edilip usulüne uygun olarak gerekçeli karar ve davacı idare vekilinin temyiz dilekçesi tebliğ edilmesi gerekirken mahkemece bu davacı ile hukuki irtibatı dosyada sağlanmadan 3.kişilere mahkemenin gerekçeli kararı ve davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğ edilmesi ve dosyada bu kişilerin vekile verilmiş vekaletnameleri olmadığı halde temyiz dilekçesinde "Tapu maliki Hatice Tataroğlu mirasçıları" olarak gösterilerek bu kişiler adına kararın temyiz edildiği anlaşılmakla açıklanan eksiklikler giderilerek taraf teşkili sağlanması gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare ve bir kısım davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davacı idare ile davalılardan ... yararına karşılıklı olarak yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.480,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 21/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.