MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanı ile yapılan satış sonucu, iptal edilen tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasının noter ... yönünden reddine, mahalle muhtarı ... ile Hazine yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı ile davalılardan Hazine ve ... vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş; davalı ... vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 19.03.2013 günü temyiz eden davacılar vekili Av. .... davalı ... vekili Av.... ile davalı Hazine vekili Av. ....'ın yüzlerine karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden aleyhine temyiz olunan davacı ... vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak davacılar, davalı ... ve Hazine vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanı ile yapılan satış sonucu, iptal edilen tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, noter ... hakkındaki davanın reddine, mahalle muhtarı ... ile Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan Hazine ve ... vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı ... vekilinin ise aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1) Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; kendisinin dava konusu taşınmazın maliki olan....olduğunu belirten bir şahıs, kimliğini kaybettiğini belirterek Kısıklı Mahalle Muhtarlığına başvurduğu, muhtarlıktan nüfus cüzdanı talep belgesi aldıktan sonra bu belge ile Nüfus Müdürlüğünden kendi resmini taşıyan, ... .... adına düzenlenmiş nüfus hüviyet cüzdanı aldığı, bu cüzdan ile ....6. Noterliği’ne başvurarak 12.05.2003 tarihli vekaletname ile .... ve ....’u vekil tayin ettiği, bu vekaletname ile dava konusu taşınmazın davacıya satışının gerçekleştirildiği, satıştan sonra, yurt dışında oturan gerçek malik .... durumu öğrenerek, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğu, davacı adına oluşan tapu kaydının iptali için dava açtığı, ....1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2006 tarihinde kesinleşen 2003/524, 2006/350 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile gerçek malik olan .... adına tesciline karar verildiği ve ilgililer hakkında ceza davaları açıldığı anlaşılmıştır.4721 sayılı TMK.nun 38. maddesi “Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla, Devletçe tazmin edilir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı yasanın 1007.maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddelerde düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, muhtar, nüfus veya tapu sicil müdürü ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Bu nedenle uğranılan zarar nedeniyle memura karşı dava açılamayacak ancak, Devlete karşı dava açılabilecek, kusurun varlığı halinde Devlet memuruna rücu edecektir. Dava konusu edilen olayda; tapudaki işlemin dayanağını oluşturan nüfus cüzdanı ve vekaletnamenin sahtecilik yolu ile elde edildiği ve tescilin de yolsuz olarak gerçekleştiği, kesinleşen mahkeme kararları ile sabittir. Davacının zararının kaynağı da; başından beri birleşen tüm işlemlerle birlikte sağlanan bu yolsuz tescildir ve davacının kasıtlı ya da kusurlu eylemleriyle, bu zararın gerçekleşmesine neden olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir belirleme bulunmamaktadır.Bu durumda; davacının sahte kimlik ve vekaletnameye dayalı olarak satın aldığı taşınmazların, sonradan yolsuz tescil nedeniyle tapu kayıtlarının iptal edilerek gerçek maliki adına tescil edilmesi nedeniyle uğradığı zararın sadece sahte kimlik ve vekaletname düzenlenmesi ile değil, bu sahte vekaletnamenin tapuda yapılan tescil işlemine dayanak olarak alınmasıyla ortaya çıktığı muhakkak olup, bu durumda, davacının zararı ile tapuda yapılan işlem arasında uygun illiyet bağının kesildiğinden söz edilemez. Yargıtay HGK 2007/4-422-2007/536 sayılı kararı da benzer niteliktedir. Davacının zararı, tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklanmakta olup, dava konusu olayda, Devletin sorumluluğuna ilişkin uygun illiyet bağı ve TMK.nun 1007.maddesi uyarınca kusursuz sorumluluk ilkelerine dayanak olarak zararın tazminine ilişkin koşullar oluştuğundan, Hazine hakkında kabul kararı verilip, devletin memuru olan mahalle muhtarı yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Ayrıca, davacının zararının tespiti amacıyla yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporu, değer biçme yöntemi bakımından hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;Tapusu iptal edilen dava konusu taşınmaz arsa vasfında olduğundan, değerinin, tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının, fiyat artış endeksleri uygulanmak suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle belirlenmesi gerekir.Ne var ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan değer biçilmiş olup, alınan rapor geçersizdir.Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilerek, bu emsallere göre taşınmazlara değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, denetime imkan veren bilimsel verileri içeren rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacı ile davalılardan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle .......nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı ve davalılardan ...'dan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, davalı Hazine harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, davacılar ve davalı ... yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 990,00-TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.