Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5989 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23551 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla tel örgü ve dikmelere maktuen değerlerinin tespit edilmesi ve bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi doğru olduğu gibi, kamulaştırılan taşınmaz, baraj gölü içinde kaldığından, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı idare vekilinin temyizine gelince;1)Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıların 6495 sayılı Yasa uyarınca, ilanın askıdan indiği tarihten önce veya sonra yapılıp yapılmadıklarının tespit edilebilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin uydu görüntülerinin ilgili kamu kuruluşlarından getirtilmesi, temin edilememesi halinde yapıların teknik analizleri yapılıp, gerektiğinde tanık anlatımları ile gün, ay ve yıl olarak hangi tarihte yapıldıklarının belirlenerek, ilan tarihinden önce yapıldıklarının belirlenmesi halinde yapı bedellerinin verilmesi, ilan tarihinden sonra yapıldıkları takdirde yapı bedellerinin verilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,Yapı bedelinin verilmesinin gerektiği durumda ise;2)Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının iç ve dış özellikleri ayrıntılı olarak incelenerek, elektirik, içme suyu, kanalizasyon tesisatlarının su ve elektirik aboneliklerinin olup olmadığı, ıslak ve kuru zemin kaplamaları ile çatı kaplaması vs. gibi bir meskende olması gereken tüm unsurları bulunup, bulunmadığı araştırılıp, buna göre varsa eksik imalatlar belirlendikten sonra buna göre yapı sınıfı ile eksik imalat oranı tespit edilmek suretiyle binaya yeniden bedel belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile tam yapı bedeline hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine davalıdan peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 25.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.