Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5975 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 4799 - Esas Yıl 2016
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 16.02.2017 günü temyiz eden davacı idare ve davalı ... vd. vekillerinin yüzlerine karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden diğer davalı vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak sözlü açıklamalar da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ve davalı ... vd. vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınarak; ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; alınan rapor zemin bedeli açısından hüküm kurumaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda incelenen emsal taşınmazlarla dava konusu taşınmazın kıyaslanması sonucu ayrı ayrı bulunan metrekare fiyatlarının ortalaması alınarak değer biçilmesi doğru olmadığı gibi,dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak kabul edilen taşınmazların tarafından belirlenen emlak vergisine esas ./..olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; emsal taşınmazlar ile dava konusu taşınmaz aynı değerde olduğu halde dava konusu taşınmazın 6601 parsel numaralı emsalden değersiz, 6603 parsel numaralı emsalden ise daha değerli olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde yeterli, inandırıcı ve somut gerekçelere de dayandırılmadan bilimsel olmayan yöntem ile değer biçilmesi doğru değildir.Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2-Bir kısım davalılar vekili Av....'in davalı ...'dan alınmış vekaletnamesine dosya arasında rastlanmamıştır. Bu eksiklik giderilmeden hüküm kurulması,3-Dava konusu taşınmazın parsel numarasının ve alanının gerekçeli kararın hüküm fıkrasında hatalı gösterilmesi, Doğru görülmemiştir.Davacı idare ve davalı ... vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, taraflara karşılıklı olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.480,00-TL vekalet ücreti verilmesine, 16/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.