Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5860 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8971 - Esas Yıl 2008





Rüşvet vermek suçundan sanıklar İsmail, Ramazan, Bekir ve Remzi'nin bozma üzerine yapılan yargılanmaları sonunda; atılı suçtan mahkumiyetlerine dair, (Ankara Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi)'nden 17.11.2006 gün ve 2005/322 Esas, 2006/489 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar müdafiileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 02.06.2008 günlü tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle incelendi: Mahkemece bozma öncesi kurulan 17.12.2002 günlü hükmün sanık Ramazan tarafından temyiz olunmayıp bu sanık yönünden kesinleştiği, bu durumda bozma sonrası yeniden verilen kararın hukuken yok hükmünde olduğunun anlaşılması karşısında sanık Ramazan müdafiinin temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesine göre reddiyle, incelemenin sanıklar İsmail, Bekir ve Remzi haklarındaki hükümlerle sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 765 sayılı TCK'nın nitelikli rüşvet verme suçunu düzenleyen 213/1. maddesi hükmüne göre rüşvet vaat veya teklif olunmasıyla birlikte suçun tamamlandığı, neticesi harekete bitişik suç olduğundan teşebbüse elverişli bulunmadığı, önerinin memur tarafından kabul edilmemesinin suçun oluşumuna engel teşkil etmediği, buna karşılık 5237 sayılı Yasa'nın 252/1. maddesi rüşvet teklif veya vaat etmeyi suç olmaktan çıkarmamakla birlikte, rüşvet konusunda anlaşmaya varmayı veya vermeyi suçun tamamlanması için gerekli saydığından önceki yasadan farklı olarak bu suça teşebbüsün olanaklı hale getirildiği, dosyadaki somut olaya gelince, polis memuru Ozcan'ın esasında teklifi kabul etmemekle beraber sanıklara suçüstü yapılması için kabul etmiş görüntüsü vermiş ve operasyon sonucu sanıklar yakalanmış olmakla, anlaşmanın sağlanmadığı, eylemin rüşvet vermeye teşebbüs suçunu oluşturduğu ve sanıklar hakkında TCK'nın 35. maddesinin de uygulanması gerekirken, yazılı şekilde tamamlanmış suç kabulü ile hükme varılması, Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), bozma içeriğine göre CMUK'nın 325. maddesine göre Ramazan'a da TEŞMİLİNE, 01.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.