MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12/6. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 17 ve18. maddesine dayanan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usulden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12/6. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 17 ve18. maddesine dayanan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davaya bakmanın idari yargının görevi dahilinde olduğundan bahisle, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesinin 5. fıkrasındaki "baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonucunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulması hallerinde sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine kamulaştırmaya tabi tutulur" hükmü ile aynı maddenin son fıkrasındaki" Bu maddenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar adli yargıda çözümlenir" hükmü uyarınca açılan bu davanın taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceğinden işin esasına girilerek, taşınmazın; baraj inşası için yapılan, kamulaştırma sahasının mücavir alınında olup olmadığının; kamulaştırmanın kesinleşmesini takiben idarece ilan yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ilanın indirildiği günden itibaren taşınmaz mal sahibi tarafından bir yıl içerisinde kamulaştırma talebinde bulunup bulunmadığının incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.