MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasında maddi tazminat istemi yönünden kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla duruşma için belirlenen 19.03.2013 günü temyiz eden davalı idare vekili Av.... ile aleyhine temyiz olunan davacı vekilinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R –Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın maddi tazminat istemi yönünden kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacıya tripleks bina satan dava dışı ...'nin kullandığı kredinin teminatı olarak 27.12.2006 günü dava konusu 10 nolu tripleks villanın tapu kaydına ... lehine 500.000,00.-TL. ipotek konulduğu, ipoteğin 04.05.2007 tarihinde nedensiz olarak terkin edildiği ve davacı binayı ipoteksiz olarak 06.09.2007 günü satın aldıktan sonra, Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından ipoteğin sehven silindiği anlaşıldığından bahisle, bu villanın tapu kaydına yeniden ipotek kaydı konulduğu, ilgili şirket borcunu ödeyemeyince, banka tarafından .... İcra Müdürlüğünün 2009/3061 esas sayılı dosyası ile takibe geçildiği, takip kesinleştirilerek dava konusu binanın icra yoluyla 03.09.2010 tarihinde dava dışı ...’e satılması üzerine, davacı tarafından tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Somut olayda manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi, 4721 sayılı Yasanın 1007. maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi de doğrudur. Ancak;Dava konusu binanın zemini arsa niteliğindedir. Arsaların bedelinin, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla; emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının, fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle zeminine; üzerindeki binaya ise; ... resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesi gerekir. Bilirkişi raporunda bu yöntemlere uyulmadan değer biçilmiştir. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak yukarıda açıklanan esaslara göre alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 990,00-TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.