Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5440 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19151 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Tekirdağ 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/05/2013NUMARASI : 2011/49-2013/171Taraflar arasındaki Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;1-Dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın zaruret olmadıkça yakın bölgelerden, benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın satış tarihli ve özel amaçlı satış olmaması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz satışı şirkete yapılan satış olup, özel amaçlı olduğundan, emsal olarak alınamayacağı gibi dava konusu taşınmaz ve somut emsal olarak alınan taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden gelen cevaba göre dava konusu taşınmaz emsal taşınmazdan daha değersiz olduğu halde dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan % 5,33 oranında daha değerli olduğunu kabul eden inandırıcı ve somut gerekçelere dayandırılmayan geçersiz rapora göre hüküm kurulması doğru değildir.Bu nedenle, taraflara emsal göstermesi için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapıldıktan sonra, dava konusu taşınmaz ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; vergi değerleri de karşılaştırılmak suretiyle değer belirleyen bilirkişi raporu nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 04.06.2011 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmemesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.